Bazı kurumlar, çok değerlendiricili geri bildirim kullanımı ile ilgili ön araştırmalara başladıklarında öncelikle kullanacakları teknolojiye bakıyorlar. 360 derece geri bildirimlerinin çoğu çevrimiçi (online) yapıldığından, bu anlaşılır bir şeydir.
Ancak, beni şaşırtan şey, ne kadar çok sayıda kurumun ve bireyin 360-derece geri bildiriminin gerçeklerle ve kişisel değişimle ilgili olduğunu fark etmemesidir. Teknoloji, mantıksal bir süreçtir; 360’taki duygu ise mantıksal değildir.
Geçmişte çalıştığım şirketlerde 360-derece geri bildirim sürecine katılma fırsatım oldu. Başlangıçta nasıl bir şeyin içine düştüğümün farkında değildim. Bir 360 acemisiydim. Deneyimleyeceğim şeyi pek anlamıyordum. Geri bildirim raporunu aldığım zaman, koçluk yapan kişi bana geri bildirimine verilen tepkilerle ilgili SARA modelini açıkladığında kendimi gülmekten alıkoyamadım. Bu dört aşamadan geçişimi öyle açık bir şekilde hissettim ki, bu bana gerçekten gülünç geldi.
360-derece geri bildirim deneyimine, ne beklemem gerektiğini bilmeden girmiştim. Çalışma arkadaşlarımın, yöneticilerimin ve aslarımın en güçlü yanlarım ve en büyük fırsat alanlarım konusunda ne düşündüğünden emin değildim. Geri bildirimi gözden geçirme vakti geldiğinde, hem meraklandım hem de heyecanlıydım. Nihayet paydaşlarımın beni nasıl gördüğünü öğrenecektim . . . fakat bunu gerçekten bilmek istiyor muydum? 360 geri bildirim raporumu açtığımda sonuçlar beni şaşırttı.
Şimdi burada bir duralım. Bazen SARA modelinin biraz aşırı olduğunu düşünüyorum. Duygularım SARA modelindeki kadar değişken ve dalgalı değildi, ancak raporda gayet çekici bir biçimde sunulan geri bildirimi sindirmeye çalışırken kesinlikle duygusal iniş çıkışlar yaşadım. Şok, öfke, direnç ve kabul yerine şunları hissettim: Hayret, inkâr, bahaneler bulma ve boyun eğme.
- Hayret—Kendi algılarımla başkalarının benimle ilgili algıları arasındaki farkları görmek şaşırtıcıydı. Beni şaşırtan bu farklılıkların varlığı değildi (ne de olsa bir miktar uyumsuzluk bekliyordum); daha çok, önemli farklılıklar gördüğüm alanlara şaşırmıştım. 360 geri bildirim raporumda iki tür farklılık vardı:
- Kendini abartan—Bazı sorularda ben kendime bir yetkinlik alanında yüksek puan verirken, değerlendiricilerim beni o kadar da yetkin bulmamıştı. Bunlar en “utanç verici” olanlardı.
- Kendini yerden yere vuran—Bazı alanlarda ise benim kendime verdiğim puanlarla değerlendiricilerimin puanları arasında önemli farklılıklar vardı, çünkü kendime karşı fazla eleştirel davranmıştım. Bu farklılıklar şaşırtıcı olmakla beraber, 360 geri bildirim deneyimimi daha hoş hale getirdi.
- İnkâr—Bu farkları öğrendikten sonra yalnız kendimi abarttığım alanlara odaklanmaya başladım. Madem güven inşaa etme konusunda ekstra hassas biriydim, o soruda tam puan almalıydım! Kim oluyorlardı da bana bu kadar cahilce puan veriyorlardı? (Burada öfkenin izlerini görebiliyor musunuz?) Belli ki onlar yanılıyordu.
- Bahaneler Bulma—İnkâr halinden henüz çıkmadan, 360 geri bildirim raporumdaki yer alan raydan çıkarıcılara bahaneler bulmaya ve 360 değerlendiricilerimin cehaletinden ötürü raporun geçerliliğini hafife almaya başladım. Fakat bu çok uzun sürmedi.
- Boyun eğme —Kabul ile neredeyse eş anlamlı olan boyun eğme, bir yenilgi duygusunu da beraberinde getiriyordu. Biraz daha rasyonalize etme girişiminde bulunduktan sonra, ben ne kadar karşı çıksam da, değerlendiricilerin puanların ve değerlendirici nüfusundaki demografik çeşitliliğin 360-derece geri bildirimimi geçerli kıldığını fark ettim.
Bazen ilk 360-geri bildirim deneyimime gösterdiğim tepkinin tuhaf olup olmadığını düşünüyorum. Bu duyguları yalnız benim yaşamadığım konusunda iddiaya girerim. Anladığım kadarıyla, çoğu kişi bu duygusal gelgitleri bir miktar yaşıyor. Kimileri için bu yalnızca birkaç dakika sürüyor. Kimileri içinse bu geri bildirim aylar, hatta yıllar sonra bile hassas ve zor bir konu olmayı sürdürüyor. Bunun yanı sıra, farkına vardığım bir diğer şey de öğrenmenin böyle gerçekleşiyor olduğu; böyle böyle büyüyoruz. İster bize davranışımızı değiştirmemizi gösteren bir fikir ayrılığı söz konusu olsun, ister doğru yolda olduğumuzu söyleyen bir fikir birliği olsun, bu duygu bizi bir eyleme sürükler (ya da eylemde kalmamızı sağlar).
Sizin ilk 360-derece deneyiminiz nasıl gitti? Sonuçlara karşı mı çıktınız (yani değerlendiricilerinizin verdiği geri bildirime aklınızda bahaneler mi uydurdunuz?), yoksa açık ve kucaklayıcı davranarak değerlendiricilerinizin verdiği geri bildirimi kendinizi geliştirme fırsatı olarak mı gördünüz?
BU KONU HAKKINDAKİ DİĞER MAKALELER