Çalışan Bağlılığı = Mutluluk Değildir

Çalışan bağlılığı ve mutluluk hakkında çok karıştırılan bir nokta var. Oysa gerçek şu; Çalışan Bağlılığı = Mutluluk demek değildir ve işte bunun sebebi.

MAGIC: Çalışan Bağlılığının Beş Püf Noktası kitabından alınmıştır.

Pozitif psikoloji alanındaki gelişmeler sayesinde bizi nelerin mutlu ettiğini araştırmak moda oldu. Bunun sonucunda, mutluluğun işyeri için önemli olduğunu öğrenmiş olduk: Wall Street Journal’da yayınlanan araştırmaya göre; mutlu çalışanlar mutsuz çalışanlara kıyasla, iş arkadaşlarına yüzde 33 oranında daha fazla yardımcı oluyorlar ve işlerinde yüzde 36 daha fazla motiveler.

Ancak mutluluk ile bağlılık aynı şey değiller ve bu iki kavramı karıştırmamak önemli. Yukarıda bahsedildiği gibi, mutluluk, bağlılığın bir sonucudur. Mutluluğun bir kısmı, işe bağlı olmaktır. İş-yaşam dengesi hakkında pek çok kişiyle konuşuyoruz ve gerçek bağlılığın sadece iş yerinde değil evde de mutluluk sağladığını öğrendik. İşinize bağlı olduğunuzda, hayatınızla ilgili daha iyi hissedersiniz. Gününüzün büyük kısmını birlikte geçirdiğiniz insanlar tarafından takdir edildiğinizi, onaylandığınızı ve onlara ait olduğunuzu hissedersiniz.

Çoğu zaman bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz para, güvenlik, statü gibi şeylerin peşinden koşarız ama bunların bizi aslında mutsuz ettiğini görürüz. Aslında, mutluluk bizim amaç edineceğimiz bir şey bile olmayabilir. Denver Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre; araştırma katılımcıları mutluluğun kendisine ne kadar fazla değer verirse, en ufak bir stresle veya aksilikle karşılaştıklarında o kadar çok hayal kırıklığı ve mutsuzluk hissediyorlardı. Araştırmacılar, “Paradoksal olarak, mutluluğun kolayca ulaşılabilir olduğu durumlarda, mutluluğa fazla değer vermek, insanların daha az mutlu olmasına yol açabilir” sonucuna vardılar.

Mutluluk & Anlam

Florida State Üniversitesi, Minnesota Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, 2013’te Journal of Positive Psychology’de yayınlanan bir araştırmalarında mutluluğun önemine dair daha derinlere indiler. Mutluluk ve anlam ile ilgili yapılan ve 397 yetişkinin katıldığı anketlerden bazı şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıktı:

• Bir kişinin mutlu olacağı öngörülen faktörler, aynı kişinin anlam bulacağı öngörülen faktörlerden farklıydı.
• Bir kişinin ihtiyaçlarını ve isteklerini tatmin etmek mutluluğu artırıyordu ancak anlamlılık ile bağıntısızdı.
• Mutluluk büyük oranda şimdiki zamana dayalıydı ama anlamlılık, geçmiş, şimdi ve geleceğin bir arada düşünülmesine bağlıydı.
• Almak ama vermemek mutluluğu artırıyordu ancak almaktan ziyade vermek anlamlılığı artırıyordu.²

Bütün bunların net sonucu; mutluluk önemli olsa da anlamla çok bağlantılı değildir. Afrika’da Sahra çölünde zorlu koşullarda uğraşıp didinen yardım görevlileri, o anda sıcaklık, sivrisinekler ve kötü hijyen koşullarından dolayı geçici olarak mutsuz olabilirler ama aynı kişiler yaptıkları işi, tartışmasız olarak derinden anlamlı ve bağlı kılan bir iş olarak görebilirler.

1 I.B. Mauss, M. Tamir, C. L. Anderson, and N. S. Savino, “Can Seeking Happiness Make People Unhappy? Paradoxical Effects of Valuing Happiness,” Emotion 11, no.4 (August 2011):807-15.

2 Roy F. Baumeister, Kathleen D. Vohs, Jennifer L. Aaker, and Emily N. Garbinsky, “Some Key Differences Between Happy Life and a Meaningful Life,” Journal of Positive Psychology 8, no. 6 (2013): 505-16.