Josh Bersin tarafından yazılan bu blog, Bahar Şen tarafından yerelleştirilmiştir.
Geçtiğimiz aylarda onlarca İK uzmanıyla, insan kaynağı alanındaki zorluklar ve İK’yı dönüştürme ihtiyacı üzerinde konuştuk. Şirketler, şirket içindeki rolleri yeniden tasarlayıp, takımlarının becerilerini güncelliyor, çalışan bağlılığını ve refahını iyileştirmeye çalışıyor, yeni geri bildirim programları oluşturuyor ve liderlerinin rollerini yeni baştan değerlendiriyorlar.
Fakat bu çabaların hiçbiri, yapay zekanın patlayıcı etkisi kadar dönüştürücü ve yıkıcı değil.
Yapay zekayı ilk ele aldığım zamanlarda onu “katil uygulama” diye adlandırmıştım çünkü yaptığımız her şeyi değiştirme potansiyeli vardı. Bugün yapay zeka, hayatlarımızın içine sızmış vaziyette; alışveriş yapma, araba sürme, iletişim kurma ve sağlığımızı idare etme biçimlerimizi değiştiriyor. Ve yapay zeka uygulamaları geliştikçe, insanların bulduğu yeni fikirler ve yaptığı yatırımlar da gelişiyor. (Örneğin Softbank, yapay zeka yatırımlarına daha yeni $108 milyar ayırdı. Bkz. aşağıdaki piyasa hacmi.)
Fakat pek çok satıcının duyduğu heyecan bir yana, yapay zeka “satın alınabilen” bir şey değil; daha ziyade, kullandığımız tüm teknolojilerin içinde yer alan bir şey. Yapay zeka araçları, insanlara daha akıllıca öngörülerde, önerilerde, tavsiyelerde, bilgilendirmelerde bulunmak ve yanıt vermek için eldeki verilerden istifade ediyor (yani yapay zekanın çalışması için kaliteli veri gerekli).
Pek çok şirket, İK alanında yapay zekadan ağırlıklı olarak yararlanmaya başladı. Örneğin IBM, İK hizmeti stratejisini yeniden tasarlayarak, akıllı araçları çalışanlara ve yöneticilere roller, kariyer, maaş ve öğrenme gibi konularda yanıt vermek ve karar almalarında yardımcı olmak için kullanmaya başladı. United Health Group, verimliliği ve hizmet kalitesini iyileştirme fırsatlarını belirlemek için yapay zekayı kullanan bir grafik veritabanı kuruyor. McKesson, çalışan ilişkilerini anlamak ve çeşitliliği ve takım etkinliğini geliştirmek için yapay zekadan faydalanıyor.
Yapay zeka, İK yöneticilerinin elinin değdiği her süreci değiştirecek. Artık çalışan adaylarını bulma, değerlendirme, işe alma, eğitme, geliştirme, maaşlarını ödeme ve pozisyonlarını değiştirme biçimimizi yapay zeka yönlendiriyor.
Mesela geçen hafta, İK business partner rolünün (İK iş ortağının) değişen sorumlulukları hakkındaki bir toplantıda kolaylaştırıcılık yaptım. Bu önemli rol, çalışanların ve yöneticilerin ihtiyaç duydukları bilgiyi doğrudan alabilmesini giderek kolaylaştıran yapay zeka güdümlü sohbet robotları ve akıllı platformlar tarafından kökten değişime uğratılıyor.
Ne yazık ki pek çok şirketteki İK yapılanması, gelecekteki değişikliklere hazırlıklı değil. Harris Insights tarafından yapılan küresel bir araştırmada ABD ve Birleşik Krallık’taki çalışanların yüzde 80’inden fazlasının, yapay zeka becerilerine sahip olmanın şirketleri için bir rekabet avantajı olduğunu düşündüğünü, % 42’sinin ise İK departmanlarının bunu uygulayamayacağına inandığını ortaya çıkardı. CEO’larla yapılan bir PwC anketi, katılımcılardan %63’ünün, İK departmanlarının rolünü yeni yapay zeka teknolojileri ve personel ihtiyaçları doğrultusunda gözden geçirdiğini gösterdi.
Bugün İK’nın işe alım kararlarına yön verecek güven sistemleri, zeka sistemleri ve çok daha iyi öngörü sistemleri inşa etmek gibi bir sorumluluğu var. Bu sektördeki en eski arkadaşlarımdan biri olan Rich Hughes (United Health Group’un İK stratejileri sorumlusu), şirketlerin müşteri hizmetlerinde, sigorta taleplerinde ve pek çok başka alanda performansını daha iyi anlamaya, öngörmeye ve iyileştirmeye yarayacak, grafik bir veritabanında, muazzam miktarda çalışan verisi topluyor. JP Morgan Chase ve diğerleri de aynı şeyi yapıyor yani İK’nın gittiği yeni yön bu.
Bu noktaya ulaşmak için, hem sektörün kendisinde, hem de İK’nın tüm işlevsel alanlarında yıkıcı değişimlere kendimizi hazırlamalıyız. Analistlik yaptığım 25 yıl boyunca pek çok dönüştürücü değişikliğe tanıklık ettim. Yapay zekanın şimdiye kadarki en etkili değişiklik olacağına inanıyorum.
Yapay Zeka Piyasası Ne Büyüklükte?
1-Piyasa hacmi: IDC, yapay zekâ ürün ve hizmetleri piyasasının yıllık %38 oranında büyüdüğünü ve 2022’ye kadar $79 milyara ulaşacağını öngörüyor. Bunun %40’ı yazılım olacak.
2-Benimsenme: Gartner araştırması, bugün şirketlerin yalnızca %14’ünün yapay zekayı benimsediğini, %29’unun 2020’ye dair beklentileri olduğunu gösteriyor. Yani piyasa oldukça taze.
3-Girişim şirketleri: Tracxn’e göre bugün 11.000 yapay zeka girişim şirketi var.
4-Başarı: Bank of America gibi şirketler şimdiden müşteri ve çalışan hizmetleri için yapay zeka tabanlı sohbet robotları kullanıyor. Erica adlı sistemleri yılda 7 milyondan fazla taleple ilgileniyor.
İlginizi Çekebilecek Diğer Bloglar:
