Koronavirüs bizi çalışmak için eve gönderdiğinden beri, gündelik iş kıyafetlerimiz kumaş pantolonlardan kot pantolonlara, gömleklerden tişörtlere ve hatta eşofmanlara, pijamalara döndü. bu hayata yavaş yavaş alıştık, hatta hoşumuza gitmeye başladı ama öte yanda iş yerini özlediğimiz günler de olmuyor değil.
Koronavirüsten önce birçok şirket, insanların evden çalışmasına izin vermekte tereddüt ediyordu. "Evden çalışmak", "İşten kaytarmak" ile kafiyeli gibi geliyordu. Evden çalışmak, İnternette sörf yapmak, gönderi paylaşmak, Candy Crush oynamak, Instagram'da gezinmek, LinkedIn özgeçmişini güncellemek, konferans görüşmeler arasına boşluk bırakmak, "Ben hala Barış'ın maili bana ulaştırmasını bekliyorum, böylece üzerinde çalışabilirim" demek gibi çeşitli şeylere takılmayı içeriyordu! Birçok kişinin kafasında evden çalışmanın imajı buydu.
Ya ben size evden çalışmanın aslında çok farklı olduğunu söylesem? Evden çalışmak sizi %13 daha üretken yaptı, işinizden daha memnun hissettirdi ve işten çıkma olasılığınızı da yarı yarıya düşürdü desem, ne derdiniz?
Bu bahsettiklerim, 2015 yılında Stanford'un çok büyük bir Çinli seyahat firması olan CTrip1 şirketinde yaptığı araştırmada buldukları sonuçlar. Araştırmacılar, Şangay'daki 249 çağrı merkezi çalışanını rastgele 2 gruba ayırdılar. 9 ay boyunca çalışanların yarısı her zamanki gibi işyerindeki masalarında çalışmaya devam etti. Çalışanların diğer yarısına ise haftanın 4 günü evden çalışmaları söylendi. Sadece haftanın bir günü ofise geldiler. Araştırmacılar, daha sonra bu çalışanların yaptıkları arama sayısından, iş tatminlerine, yaptıkları molalardan, hastalık izninde oldukları günlere kadar birçok şeyi ölçtüler.
Sonuç: Evden çalışmak insanları daha üretken hale getirebilir. Ama dikkat! Ofisinizi tamamen kapatmayı düşünmeden önce, bu çalışmanın önemli bir uyarısı var. Ülke ve kültürü bir yana bırakacak olursak, bu çalışanların dakika başına telefon görüşmesi ve telefonda harcanan süre gibi çok belirli üretkenlik ölçütleri vardı. Müşteri hizmetlerinde, satışta, tasarımda çalışan kişilerin, yapılan çağrı, satılan ürün ya da hizmet tutarı, tasarlanan sayfa ya da proje sayısı gibi çok belirli üretkenlik ölçütleri olduğundan bu kişiler için evden çalışmak daha az zorlayıcı olabilir. Diğer çalışanlar ise, evden çalıştıkları sürece, diğer çalışma arkadaşlarıyla çok daha fazla işbirliği yapmak ve tüm gün yüz yüze konferans toplantılarla uğraşmak durumunda kalabilirler. Onlar için evden çalışmak çok daha zorlayıcı olabilir. Çünkü evden çalışmak, hesap verebilirlik, daha iyi çalışma alışkanlıkları ve evde her yer dikkat dağıtıcı şeylerle doluyken işleri tamamlamak için genel bir yetkinlik gerektirir.
Evde çalışmak, güçlendirmesi gereken bir disiplin kasıdır. Bu, çoğumuzun sahip olmadığı bir kas olduğundan, evdeki çalışma zamanımızın, esas misyonumuzla değil, sadece toplantılarla geçmesine izin vermek çok kolaydır. Özetle; en büyük projelerimizi, en büyük hedef taşlarımız olarak görmeyiz, onun yerine takvimimizde bulunan telefon veya web toplantılarını o günün halledilmesi gereken en önemli “hedef taşları” olarak görürüz. Halledilmesi gereken esas projelerimiz ise bir yanda aylar boyu el sürülmeden durabilir. Siz de bundan yakınıyorsanız; en acil olan projelerinizi haftalık olarak gözden geçirdikten sonra, aşağıda paylaşacağım öneriler size bu konuda yardımcı olabilir;
1-Her gün tamamlamanız gereken en büyük 3 proje görevini, toplantılar hariç belirleyin
2-Bu görevleri tamamlamak ve sonuçları yöneticinize veya iş arkadaşınıza sunmak için kendinize ve o kişiye söz verin.
3-Görevlerinizi tamamladıktan sonra takip amacıyla kontrol edin.
Bu saydıklarım, evden çalışmanın verimlilik tarafıdır. Ancak evden çalışmanın yaygın olarak görmezden gelinen başka bir yanı daha vardır. O da insan tarafıdır.
Burada sizinle traji komik bulduğum bir hikayeyi paylaşmak istiyorum. Kendilerini keşfedilmemiş ıssız bir adada mahsur kalmış olarak bulan 3 kişinin bir hikayesi. Yıllar içinde hayatta kalmak için birlikte sorunsuz bir şekilde nasıl çalışacaklarını öğrenen bu 3 kişi bir gün içinde cin olan bir şişe bulurlar. Cin, her kişiye bir dilek verir. Birincisi evine dönmek ister ve puf diye gider. İkincisi, ailesiyle yeniden bir araya gelmek ister ve puf diye gider. Üçüncü kişi boş adanın çevresine bir bakar ve Cin’e “Biliyor musun ben arkadaşlarımı çok özledim. Keşke geri dönseler. "der.
Kritik Beceriler Eğitim Kataloğu
İşte Stanford araştırmasındaki çalışanların hikayesinin devamı dabuna benziyor; 9 ay evden çalıştıktan sonra, araştırma artık biter. İşçilere isterlerse haftada 4 gün evden çalışmaya devam edebilecekleri veya geri dönüp beş günün tamamında ofiste çalışabilecekleri söylenir. Bu işçilerin yarısından fazlası geri dönüp ofiste çalışmak istediklerini söyler. Evde çok "yalnız" hissettiklerini bildirirler.
Evden çalışmanın mutlaka fark edilmesi gereken insani bir tarafı vardır. Evden çalışmada iletişim ve üretkenlik kaslarınızı güçlendirmek için Success Programme’ın sunduğu çok etkili araçlardan yararlanabilirsiniz, ancak yine de bir şeylerin eksik olduğunu hissedebilirsiniz. İşin insan tarafı...
Bunu aşmak için toplantılarda mesafeli durmak yerine birbirine omuz vermek, birbirinin yaptıkları ile ilgilenmek veya bir projenin bir bölümü bittikten sonra, o kişiyle işin takibini yapmak yardımcı olabilir. Böylece insanlar kendi kendilerine bir şeyler yapıyormuş gibi hissetmeyebilir. Ancak bu insani tarafın ele alınması, her birimizin kişisel olarak düşünmesi ve kişisel olarak kendine özgü şekilde halletmesi gereken bir konu. Eğer evde 5 gün geçirdikten sonra kendinizi hala yorgun hissediyorsanız, bakmak isteyeceğiniz yer durumun insan tarafı olabilir.
Siz de evden çalışmayla ilgili yaşadığınız zorlukları, bunları aşmak için yaptıklarınızı aşağıdaki form ile lütfen bizimle paylaşın.Bunları masaya yatıralım ve hep birlikte konuşalım.
İlginizi Çekebilecek Diğer Kaynaklar: