Şirketlerin ''Dijitalleşeceğiz'' demesi ve bu konuyu kritik gündem haline getirmeleri, treninin kaçtığını farkederek o panikle ''Eyvah tren kaçıyor, koşun yetişmeliyiz'' şeklindeki ruh hallerini, havalı şekilde dile getirme durumudur.
Siz hiç Apple, Google, Microsoft, Amazon, vb. gibi tüm teknoloji üreticilerinin son 20 yıldır, ya da şu günlerde Dijitalleşmeliyiz diye iç toplantılar yaptığını hayal edebiliyor musunuz? Bu firmalar zaten dijital doğdu. Bill Gates 1999 da Düşünce Hızında Çalışmak kitabını yazdığında bugünlerde olacakların hepsini öngördü, paylaştı ve şirketlerin bugünlere hazırlanabilmesi için neler yapması gerektiğini 20 sene önce belirtti. Ancak analog doğan şirketler zayıf liderlikler sonucu son güne kadar statükoyu korudu ve bekledi.
Geleceğe 3-5 ya da 10 yıllık planlarla hazırlanmak yerine, IT ve diğer iş birimleri tarafından önlerine gelen önerilere önce ''bunu bugün yapmazsak ne olur?'' sorusunu sorarak ve eğer yapmamanın o gün için negatif sonuçları yoksa, '' işi durdurmuyorsa, o halde mevcut şekilde devam arkadaşlar'' diyerek, yumurta kapıya dayanana kadar geleneksel yaklaşımlar ile işleri sürdürmeye devam etiler. Bu tarz şirketlerin yöneticileri, bu yaklaşımlar ile yıllarca karlılıklarını maksimize ettiler. Dünya'da teknoloji rayları döşenirken, bu tarz şirketler ve kısa vadeli düşünen yöneticiler ters düz olmuş asfalt üzerinde daha ucuz olduğu için git gel yaptılar. Şimdi son 20 yılda yapmadıkları geçişi bir kaç ay ve yılda yapmaları hiç kolay olmayacak çünkü asfalta alışık yöneticilere, şimdi yer çekimsiz ortamda uzay aracı kullanman lazım diyorlar.
Bu değişimi kolaylaştıracak tek ve en kritik nokta güçlü bir liderlik. Bizim yöneticilerimiz krize sağlıklı tepkiler gösterebilen, değişime kolay adapte olan kişiler olmakla birlikte işleri bu sefer zor. Çünkü bu seferki değişime adaptasyon için çok ciddi bir kişisel alt yapı gerekmekte.
Gerçi son zamanlarda bu büyük dönüşümü tam olarak kavramamış ancak slikon vadisinde doğup büyümüş, orada kurdukları şirketlerle dünyayı değiştirmiş, sonra da Türkiye'ye geri dönmüş ve şimdide ülkemizdeki şirketleri dijital dönüşüme hazırlıyor gibi davranan ve kendilerine Dijital Lider, Chief Digital Officer gibi isimler veren yöneticiler görmekteyiz. Bu durum yeni bir durum da değil. Yıllar önce bilgi işlem müdürü olan kişiler önce IT müdürü sonra CIO oldular. Şimdi de farklı farklı birimlerden seçilen kişiler Dijital Transformation Leader, CDO falan diye atanmakta. Bu sadece teknoloji birimlerinde değil İnsan kaynakları alanında da böyle oldu. Özlük haklarından sorumlu personel müdürleri, bir zaman sonra İK Müdürü oldu, son yıllarda ise CHRO oldular. Gelişmekte olan ülkelerin maalesef tipik bir davranış şekli bu. Keşke dünya değişince iş ünvanını değiştirerek bu duruma adapte olmaya çalışan liderler yerine dünyayı değiştiren yetkinlikte liderlerimiz olsa.
Özetle şirketlerin dijital araç ve süreçlerden önce yeni zihin yapılarına sahip liderlere ihtiyacı var. Sanıyorum bu noktada, dünyayı iyi okumaları, uzmanları dinlemeleri ve bir süre konuyu anlamaya çalışmaları, akabinde şirketleri adına stratejiler belirlemeleri en sağlıklı yöntem olacaktır. Eğer bir şeyin dönüşmesi gerekiyorsa onun dijitale dönüşümden ziyade liderlerin zihin yapılarındaki dönüşüm olması gerektiğine inanıyorum. O dönüşüm varsa, liderler konfor alanlarından çıkıp önce kendilerini yıkabiliyorlarsa, teknoloji mevzusu ve dijital dönüşüm iç ve dış müşterilere adapte olmak için kullanılacak eğlenceli araçlardan ve süreçlerden ibaret olacaktır.
Ücretsiz Rehberi İndirin
Liderler İçin Dijital Dönüşümü Anlama Rehberi