Amerikalı yazar ve gazeteci Hunter S. Thompson’a kariyer tavsiyelerini sormuşlar. Verdiği yanıt bence hem çok dokunaklı hem de içinde güçlü bir sezgi var. Thompson'ın tavsiyesi, yıllardır yapılan araştırmalar ve bizim liderlerle yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz bilgilerle uyumlu...

''Potansiyelimize ulaşabilmek için hepimizin yaptığımız işte bir anlam bulma ve bir fark yarattığımızı bilme ihtiyacımız var.''  

1958 yılında Hume Logan, arkadaşı Thompson’a yazdığı bir mektupta hayatta ne yapacağıyla ilgili onun tavsiyelerini sormuş. Thompson’ın bu mektubunun tamamı okunmaya değer, fakat beni en çok etkileyen paragrafı şu oldu:

Sakın beni yanlış anlama! Herhangi birimiz itfaiyeci, bankacı ya da doktor OLAMAYIZ demiyorum; Ancak şunu söylüyorum ki; hedef bireye uymalı, birey hedefe değil.  Kalıtım ve çevre bir araya gelerek, belli becerileri ve arzuları olan bir varlığı, insanı yaratır. Hayatı ANLAMLI bir biçimde yaşama ihtiyacı, hepimizin en derinlerinde yer alır. İnsan bir şey OLMAK ve bir fark yaratmak zorundadır.

Thompson, tüm yazılarında geleneksel düşünceyle ters düşer. Daha o yıllarda, kendisine bu mektubu yazan Logan’ı, başkalarının onaylayacağı ya da hayatta güvende olmasını sağlayacak bir kariyer yolu seçmektense, insan olarak kim olduğuyla uyumlu ve yaptıklarıyla fark yaratacak anlamlı bir iş seçmeye teşvik etmiştir. Burada aslında benim de size şu anda bahsetmek istediğim konunun tam üstüne basıyor! Hepimiz, hayatta bir fark yaratalım istiyoruz. 

Peki bu tavsiye, çoktan kariyerinin ortalarında olan birine nasıl uygulanabilir? Seçtiğiniz meslek, çocukların hayatını kurtarmak, genç beyinleri eğitmek ya da keşifler yapmak gibi şeylerle ilgili değilse ne olacak? O zaman şu ana kadar yaptığımız her şey anlamsız mı? İşte tam bu noktada, anlamın çok büyük bir şey ya da sosyal medyada reklamı yapılan bir şey olmak zorunda olmadığını altını çizmek istiyorum. Anlam, gayet basit ve saf bir şey de olabilir. 

Hayatı boyunca evlerde temizlik yapan tanıdığım bir kadını örnek vermek istiyorum. Kendisi 30 yıl boyunca onlarca belki yüzlerce evi temizlemiş birisi. Karda kışta birçok bireyin, ailenin evine ferahlık, temizlik, düzen katmış, hayatlarını kolaylaştırmış birisi. İş görüşmesine gidecek bir gencin gömleklerini jilet gibi ütülemiş, fırsat bulamadığı için yemek yapamayan bir çalışan bir kadının çocukları için nefis yemekler yapmış,  evleri tertemiz yaşanası yerler haline getirmiş biri. Dikkatli, iddiasız ve tutumlu bir kadın. Yıllarca onu gözlemledim, azar azar biriktirdiği parayla önce çocuklarını, sonra torunlarını üniversiteye gönderdi. Pek çok kişinin dikkatini dahi çekmeyecek bu hayatta, ben muazzam bir anlam görüyorum. 

Siz de bu satırları okurken, ''benim işimde bulduğum anlam ne?'' diye düşüncelere dalıyorsanız,  bu sırada aşağıdaki soruları gözden geçirmenizi öneriyorum.

Kariyerinizde Anlam Üzerine Düşünürken Kendinize Sormanız Gereken 3 Soru:

Diğer insanların hayatını güzelleştiriyor muyum? Örneğin, diğer insanlara bir şeyler öğretiyor muyum? Yaptıklarımla onların daha rahat olmalarını sağlıyor muyum? Onların iyi olmalarını önemsiyor ve sağlıyor muyum? Sunduğum şeyler, insanları gülümsetiyor mu? Başkalarının başarılı olmasını kolaylaştırıyor muyum? Onlara şefkatle bakıyor muyum? Diğer insanlara örnek oluyor muyum? Yaptığım iyi işler ile diğer insanlarla aramda bir bağ kuruyor muyum? Diğer kişilerle çalışırken karşılıklı keyif almamızı sağlıyor muyum?

Kendi hayatımı ve ailemin hayatını güzelleştiriyor muyum? Para kazanıp, eve getirmek ve güven sağlamak çok güzel bir şey.  Böyle bir hayat elbette önemli. Ama bunun ötesinde, yaptığım işler ve kazandıklarımla ailemle daha kaliteli, daha eğlenceli zaman geçirecek fırsatlar yaratabiliyor muyum? İşimde yeni şeyler öğrenip, kendimi geliştiriyor muyum? Yaptıklarım sayesinde seviliyor, sayılıyor muyum? Kendime ve aileme itibar ve saygınlık sağlıyor muyum?

Kurumumun başarılı olmasına katkıda bulunuyor muyum? Sadece işe gelip gitmek bir insana anlam duygusunu vermez. Bunun ötesine geçiyor muyum? Yaptıklarımla işte bir fark yaratıyor muyum? Görevim ve pozisyonum ne olursa olsun, iyilik peşinde miyim? İşimi yaparken olumlu bir tutum içinde miyim? İşlerin iyi bir şekilde yürümesine yardımcı oluyor muyum?  İşteki hedefleri önemsiyor ve elimden geleni yapıyor muyum?

Elinizden gelenin en iyisini yaptığınız takdirde başarılı olursunuz; yaptığınız katkılar bazen hiç beklemediğiniz geri dönüşler yaratır. Buna dair en çarpıcı örnekler; General Motors CEO’su ve yönetim kurulu başkanı Mary Barra, şirketteki kariyerine montaj hattı elemanı olarak başlamıştır. Coca Cola'nın CEO'su ve Yönetim Kurulu Başkanı Muhtar Kent, Atlanta‘da Coca Cola International'da pazarlama uzmanı olarak işe başlamıştır. İşe başladığı ilk 10 ayda sabah saat 4'te kalkmış, kamyon yüklemiş, marketlere ve büyük satış noktalarına kamyonlarda Coca Cola taşımıştır. Bugün Amerika'nın en büyük şirketlerinden birinde en üst seviyeye ulaşmış durumdadır.

Bazılarınız bu 3 sorunun hepsine birden olumlu yanıt vermiş olabilir.  Ben en az birine  olumlu bir yanıt verdiğinizi düşünüyorum. Eğer hiçbirisine olumlu bir yanıt veremiyorsanız, biraz düşünmeye ve değişime ihtiyacınız var demektir. Şu ya da bu şekilde, işinizin bu hayatta bir anlamı olduğunu fark etmeniz ve buna kalpten inanmanız gerekir. Aksi takdirde, yaptığınız şey herhangi bir iştir. Thompson’ın sözlerini bir kez daha tekrarlayacak olursam, ''İnsan bir şey olmak ve bir fark yaratmak zorundadır''.  Sizin zorlu göreviniz, işinizde o anlamı bulmaktır.

Siz işinizde ne anlam buluyorsunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşın.

İlginizi Çekebilecek Diğer Bloglar:

Ben Kimim? (Beni Ne Motive Eder)

İşinde ANLAM Bulmak: İşin Amacı, İşin Kendisinden Daha Üstündür

Çalışan Bağlılığının ''Çalışana'' Faydası Ne?

Başınızda Bir Şeytan Boynuzu mu Var, Yoksa Bir Melek Halesi mi?

Her İnsan Davranışı Bir Amaca Dayanır