Bugünlerde en sık duyduğum şeylerden biri; Zamanımı yönetemiyorum, her gün bir sürü kişiye yapılacak işlerle ilgili sözler veriyorum, bunları tamamlamaya çalışırken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Bir bakıyorum akşam olmuş, öğle yemeği yemeyi bile unuttuğum günler oluyor... Eğer siz de bundan muzdaripseniz, aşağıda benzer problemi yaşayan bir kişiyle yaptığım yazışmayı okumanızı öneririm.
Sevgili Bahar Hanım,Devam etmekte olan salgın sebebiyle evden çalışmaya devam ediyorum. Durumumu tam olarak tarif etmek için hangi kelimeleri kullansam derdimi daha iyi anlatırım bilmiyorum ama işlerin altında ezildim kaldım, yapacak çok işim var!!! ve hepsini yapmak için yeterli zamanım yok!!! Karantina, çocukların evde olması, bazı işleri iptal eden müşteriler, elimde olan işlerin üstüne gelen 10 ile 15 arasında yeni proje... Listem böyle uzayıp, gidiyor. Keşke iflasını ilan eden iş sahipleri gibi, ben de yapılacak işlerle ilgili iflasımı isteyebilsem ve her şeyden uzaklaşabilsem. Bana önereceğiniz herhangi bir yol var mı?
Saygılarımla,
İflas Etmiş Biri
Merhaba İflas Etmiş,
Tüm bunları yaşamana çok üzüldüm ve seni anlıyorum. Bu günlerde gelişen olayların sonucunda ''Yapılacaklar Listesi'' kısalmış herhangi bir kimseyi tanımıyorum. Gerçek şu ki, "tüm bunların içinden yaşayarak geçmekten'' başka bir yol yok.
Ama size bazı iyi haberlerim var. Benim verdiğim önerileri uygularsanız, bir dahaki sefere hayatın sert dalgaları sizi yere sermek üzere geldiğinde bunun üstesinden nasıl geleceğinizi bileceksiniz. 30 yıllık iş hayatımda, yüzlerce profesyonelle çalışırken fark ettiğim şey şu oldu; Hayatınız üzerinde kontrol sahibi olmanız söz konusu olduğunda, mesele ne kadar işinizin olduğu ya da gün içinde ne kadar zamana sahip olduğunuz veya olmadığınızdan daha çok, alışkanlıklarınızın neler olduğu ile ilgili. Yani bunun anlamı, işiniz çok olsa da, zamanınız az olsa da, bu durumun üstesinden gelebilirsiniz.
İşe, verdiğiniz HER taahhüdün bir envanterini çıkararak başlayın. Bir tek bunu bile yapsanız, doğal olarak diğer önerilerimin çoğunu dikkate alacaksınız. Birçok kişi bana işlerinden ne kadar bunalmış olduğundan şikayet ediyor. Onları neyin bunalttığını sorduğumda, bunu tam olarak söyleyemiyorlar. Söyledikleri şey, sadece omuzlarındaki hissettikleri ağırlık ve bu ağrılı hissiyat. Sorun şu: Sizi neyin bunalttığını tanımlayamazsanız, bu konuda bir şey yapamazsınız.
Bunu yaptıktan sonra her görev için aşağıdakileri belirleyin:
Bu netleştikten sonra, kendinize şu soruyu sorarak her maddeyi daha fazla netleştirin: "Bu konuda ilerlemek için yapmam gereken bir sonraki adım nedir?" Yapmanız gerekebilecek tüm aksiyonlar değil, yalnızca bir sonraki eyleminiz. Bir sonraki en küçük aksiyonu belirlemeye çalışın.
Zaman içinde bunda ustalaştıkça, yapabileceklerinizi en baştan daha iyi fark edeceksiniz. Bu olana kadar kısa vadede, ara ara geriye dönüp, taahhütleri geri çevirmeniz veya yeniden müzakere etmeniz gerekebilir. Uzun vadede ise, dediğim gibi baştan istekleri kabul etme veya reddetme konusunda daha iyi olacaksınız.
Hiçbirimiz bu konuşmaları ve ayarlamaları yapmadan salgını atlatamayız. Bu bana başımdan geçen bir durumu hatırlattı. Kariyerimin ilk yıllarında, denetim şirketlerinde çalışan bir denetçi olarak çok fazla seyahat ediyordum. Annem, ben uzaktayken oğluma bakıyordu. Çok yoğun ve önemli toplantılar ve 3 günlük de bir seyahatimin olduğu bir haftanın öncesinde annem aradı ve babamın rahatsızlığı sebebiyle, o hafta gelemeyeceğini söyledi.
O gece, çocuğumu yatağa yatırdıktan sonra oturdum ve basitçe “Kısıtlarım bunlar, tüm hafta içindeki zamanım bu. Gerçekçi bir şekilde, aşağıdakilerden hangisini yapabilirim, hangisini reddetmeliyim ve hangisini yeniden müzakere etmeliyim diye kendime sordum." Ardından bu kararları almak ve bunları uygulamak adına bir plan yapmak için birkaç saatimi ayırdım.
Evet, bazı işleri yapamadığınız için insanlar hayal kırıklığına uğrayacaklar ve bu her iki taraf için de zor bir şey. Ancak bu, YAPABİLECEĞİNİZ kadar yapmanın doğal bir sonucu. Bu odaklanmanın bir sonucu.
Sevgiler,
Bahar Şen
İlginizi Çekebilecek Diğer Kaynaklar: