Sevgili Kritik Beceriler,
Dün on kişilik kurumsal ve kamusal işler takımımla kritik konuşmalar üzerine bir sohbet yaptık. Stres Altında İletişim Tarzlarımızı incelerken, takımımdaki on kişiden sekizi, stresli durumlarda sessizliğe başvurduğunu fark etti. Takımda eşit bir sessizlik/şiddet dağılımının olmaması bizim için büyük bir endişe kaynağı mıdır?Yoksa artık birbirimizin stres altında iletişim kurma tarzını bildiğimize göre, işaretleri görüp ortamı güvenli hale getirebilir miyiz? Bu konuda bize yol gösterecek bir şeyler söyleyebilir misiniz?İmza,
Sessizliğin İçinde
Sevgili Sessizliğin İçinde,
Demek, stres altında tamamen sessizleşen bir takımın başındasınız. Bu ne anlama geliyor? Ne yapılması gerekiyor? Bu konuya dair bazı fikirlerimi ve bakış açımı paylaşayım.
Stres Altında İletişim Tarzınız testi, successprogramme.com/tr adresinde “Kaynaklar” sekmesinin altındaki ''Mini Anketler'' bölümünden ulaşabileceğiniz, şahsi bildirime dayanan bir ankettir (anket için buraya tıklayın). Test ücretsizdir. Kendinizi kritik bir konuşmanın içinde bulduğunuzda, sessizleşme veya şiddete başvurma eğilimlerinden hangisine yatkın olduğunuzu belirler.
Sessizlik, insanların fikirlerini ve düşüncelerini kendilerine saklamasıdır. Fikirlerini tam olarak açık etmemek için bunları “evirip çevirmek” ya da “içlerine su katmak” da buna dahildir. Bazense hiçbir şey paylaşmayıp kendini geri çekmek demektir.
Şiddet, kontrol etme girişimleri, saygısızlık veya sert, sözlü saldırılar yoluyla başkalarını bir şeye mecbur bırakma çabasıdır.
İşlevsel takımlar veya insan grupları söz konusu olduğunda, amaç, sessizlik ve şiddet dinamiğini dengelemek değildir. Bunların ikisi de yıkıcı ve işlevsizdir. Arzulanan, daha ziyade, takım üyelerinizi hem sessizlikten hem de şiddetten uzaklaştırarak dürüst ve açık diyaloğa yönlendirmektir.
Sessizliğin bedeli muazzamdır. Toplantı stresli olmaya başladığında takım üyeleri içlerine kapanıyorsa, kendi fikirlerini tam olarak savunmuyorsa veya meseleleri önemsizleştiriyorsa sorunlar çözülemez, ilerleme çok yavaş olur ve inovasyon ve yaratıcılık neredeyse imkânsız hale gelir.
Takımınıza çalışma ilkesi olarak diyaloğu benimsetmeye uğraşmanızı tavsiye ederim. Amaç, anlamın serbestçe akması, savunmacılık, kaygı ya da politik hesaplardan etkilenmemesidir. Amaç, yararlı olmak ve incitmemek için, tüm iletişimlerinizde açık, dürüst ve yüzde 100 saygılı olmaktır. Bu azim, insanların iletişime yepyeni bir bakış açısı geliştirmelerine yardımcı olabilir.
"Sessizliğin üstesinden gelmenin yolu, insanların görüşlerini ve
fikirlerini ifade etmeleri için ortamı güvenli hale getirmektir."
Takım üyeleri birbirleriyle iletişimlerinde diyalogdan yararlanmaya karar verdiğinde ve buna teşvik edildiğinde Ortak Amaç yaratılmış olur. Bu da güvenliğin temel koşullarından biridir. Takım üyeleri birbirlerine saygı gösterdikçe güvenliğin bir diğer temel koşulu yerine gelir: Karşılıklı Saygı.
KRİTİK KONUŞMALAR EĞİTİMİ
Takım üyeleri arasında saygısızlığa rastladığınızda derhal takımın ve söz konusu bireyin dikkatini buna çekin. Örneğin, Bill, Jill’e saygısızlık ettiyse, “Bütçeyi konuşmaya devam etmeden önce, biraz önce olanlar hakkında konuşmak istiyorum,” deyin.
Daha sonra, gerçekte neler olduğunu tarif edin. “Bill, sen görüşünü ifade ettin, fakat Jill buna karşı çıktığında ona ‘korkak’ dedin.”
Şimdi olanları, olmasını beklediklerinizle karşılaştırın. “Takım olarak birbirimize saygı göstermeye karar vermiştik.” Bill’in yorumuyla ilgili görüşünüzü açıklayın. “Bence söylediğin şey çizgiyi aştı.”
Son olarak, Bill’i kendi görüşünü paylaşmaya davet edin. “Bill, sen bu durumu nasıl görüyorsun?”
Saygısızlıkla anında yüzleşerek, takımınızda saygısızlığı konuşmak ve buna göz yummamak üzerine yeni bir norm yaratmış oluyorsunuz. Bu, bir takımı hızla disipline sokarak karşılıklı saygıyı artırabilir.
Takımın sessiz üyelerini katılmaya teşvik etmenin önemli bir yolu da onları katılmaya davet etmektir. Onlara tek tek görüşlerini ve fikirlerini sorun. İşte birkaç örnek:
“Linus, bu teslim tarihiyle ilgili bir sorun var mı sence?”
“Sasha, bu konuyla ilgili senin fikrini duymadık; lütfen paylaşır mısın?”
“Phil, Mary elinin altında yeteri sayıda eleman olmadığını söylediğinde gözlerini devirdin. Sen aynı fikirde değil misin?”
Takım üyelerini katılmaya davet ederek, katılımla ilgili bir beklenti yaratmış ve takım üyelerinin saklanma ihtimalini azaltmış oluyorsunuz. Yeni bir takım normu yaratıyor ve alışılagelen sessizliği kırıyorsunuz.
Takım üyelerinin diyaloğa girerek sessizliği aşmasına yardımcı olurken, eğitimler yoluyla ya da bir kitap kulübü kurarak, takımın becerilerini geliştirmenizi de tavsiye derim.
Bir takımı sessizlik kalıplarından etkin diyaloğa geçirmek çok çaba ister, fakat emin olun, buna yoğunlaşmanın ve disiplinin meyvelerini alacaksınız.
İçtenlikle,
Ron McMillan