Bu makaleyi okumaya karar verdiğinizde, tam şu anda bir anlaşma yaptığınızın farkında mısınız? Resmi bir anlaşma değil ama yazıyı okumaya karar verdiniz ve doğal olarak bazı beklentilere girdiniz. Bu bir “marka” anlaşması ve benim hakkımda, Success Programme hakkında veya bu makaleyi bulduğunuz kaynak hakkındaki algılarınıza dayanan bir anlaşma...
Tüm bu düşüncelerinize ek olarak, bu makalede size vermeyi vaat ettiğim bilgilerin de ötesinde, geçmiş deneyimlerinizden dolayı başka bazı beklentilerinizi de zihninizdeki bu anlaşmada araya dolgu yapıyorsunuz. Bu “psikolojik” anlaşma, bunu okumak için feda ettiğiniz zamana karşılık zihninizde belirlediğiniz beklentiler ve bu makalenin okumaya değer olduğu varsayımınız bir araya geldiğinde kendiliğinden oluşur. Güveniniz için teşekkürler , elimden gelenin en iyisini yapacağım!
Ne yazık ki bu beklentileri karşılamazsam mutsuz olacaksınız. Yani şimdi benim üzerimde bir baskı var; beklentilerinizi yerine getirmeliyim, ama büyük ihtimalle sizinle tanışmıyoruz bile! Peki beklentileriniz neler? Bir şeyler öğrenmek istediğinizi tahmin ediyorum. Belki bu konu hakkında işe yarar bir şey edineceğinizi var sayıyorsunuz. Muhtemelen okunabilirlik beklentiniz vardır, en azından size yararlı bir içerik sağlayabilirsem, kurduğum bazı garip cümleleri belki hoş görürsünüz.
Aslında, tüm yaşamınız karşılanmış, aşılmış veya ihlal edilmiş bir dizi beklentiden ibarettir. Ve yaşadığınız “hayat deneyimi” yaklaşımlarınızı dramatik bir biçimde şekillendiren şiddetli ve beklenmedik deneyimler ile zamanla üst üste eklenen kalıcı deneyimlerin bir birleşimidir. Hatta deneyimlerinizi, beklentilerinizle gerçekliğiniz arasındaki fark olarak tanımlayabilirsiniz. En kötü şeyin olmasını beklediğim bir performans değerlendirmesine giriyorum ve bunun yerine coşkulu övgüler ve zam alıyorum; beklentilerim aşıldı. Deneyim? Çok olumlu.
Öte yandan, diyelim ki, her zamanki gibi büyük bir yılbaşı ikramiyesi bekliyordum ve böylece istediğim arabanın peşinatını ödeyecektim ama yılbaşı ikramiyesi olarak sadece bir spor klübüne ücretsiz abonelik alabildim. Bu ikramiyeden önceki halime göre daha iyi durumda olduğumu iddia edebilirsiniz, şartlar benim mutlu olmam gerektiğini öngörür. Ama çoğu kişi bunun sonucunun kesinlikle mutluluk olmadığını söyleyebilir. Ayrıca tüm deneyimler eşit şiddette oluşmaz. Örneğin en sevdiğim şarkıcıyı sonunda benim yaşadığım şehirde canlı konserde dinleme deneyimim, asla en yakın arkadaşımın sağlığıyla ilgili yaşadığım deneyimin öneminin yanına bile yaklaşamaz. Yani her bir deneyimin de kendi içinde bir ağırlığı vardır.
Ve bulmacanın son bir parçası daha var. Bunların hiçbiri bir birdenbire oluşmaz. Her deneyime, daha önceki deneyimlerinizin toplamı ile girersiniz. Genellikle mutlu biri misiniz? Kısmen kötü olan bir deneyim, bunu değiştirmeyecektir ve hatta sonrasında nette pozitif kalabilirsiniz. Karamsar biri misiniz? İyi bir deneyim sizi kasvetten kurtarmaya yetmeyebilir.
Bunları bir araya getirerek deneyimi ölçümleyecek olursak; elimizde beklentileriniz (B) ve bunların ne kadar iyi karşılandıkları gerçeği yani sonucu (BS) var, bunların hepsi, o anın sizin için ne kadar önemli olduğu (Ö) ile çarpılır ve sizin genel durumunuza (GD) eklenir. Daha net olarak söylersem:
Deneyin! En son gördüğünüz film gibi, kolay bir şeyle başlayın. Filmi nasıl puanlardınız?
Peki bu denklemi magazin dergilerindeki testlerden ayıran şey ne diye soracak olursanız; elinizdeki bu denklemle, artık kuruluşunuzdaki acı çekilen noktaları belirleyebilirsiniz. Bazı departmanlar veya bazı demografik gruplar tamamen farklı deneyimler yaşıyor olabilir mi? Onların beklentilerini karşılayacak bazı küçük ayarlamalar veya sil baştan bazı düzenlemeler mi yapılması gerekiyor? Çalışanlarınız bir ekip olarak iyi deneyimler yaşasa bile kişisel deneyimleri kötü olabilir mi? Örneğin yeni anne olanların yaşadığı deneyim ile yeni mezun bekar bir çalışanın deneyimlerinin farklı olduğunun, müşteri anlamında iyi olmasına rağmen, prosedüriyel anlamda kötü olan uygulamalar olduğunun belirlenmesi gibi. Belki birileri çuvallıyor ya da belki de sizin çok yüksek beklentileriniz var.
Tüm bu çalışmalarınız sonucunda bir Yunan trajedisi olmasa da işinizin beklentileri sürekli olarak karşılamayan bir yanını bulduysanız, aslında uzun vadede sizi ve işinizi yıpratacak tek bir konuya parmak basmış olursunuz. Bunu halletmek çok daha kolaydır. ama bu deneyim uzun süre devam ederse, ortaya çıkan çok çeşitli problemlerle bıkkın bir hale geldiğinizde, artık neyin yanlış gittiğini anlayamadığınız ve tek bir noktayı hallederek işin içinden çıkamayacağınız bir noktaya gelirsiniz. Bu sorunların geldiğini önceden görüp, düzeltmeler yapmak çok daha kolaydır.
Artık, beklentileri tanımlamanın ve ölçmenin elit bir çalışan deneyimi yaratmanın anahtarı olduğunu anladığınıza göre , işle ilgili bazı senaryolar için bu formülü bir deneyin! Beklentilerinizin nerelerde karşılanmadığını hızlıca belirlemenize yardımcı olacak bazı örnekleri aşağıda bulabilirsiniz.
Senaryolar
Deneyimlerinizi puanlamanızı ve bu konuda geri bildirimlerinizi bizimle paylaşmanızı bekliyoruz. aşağıdaki formu iletişim için kullanabilirsiniz.
İlginizi çekebilecek diğer bloglar:
Çalışan Memnuniyeti, Bağlılığı ve Deneyimi Arasındaki Fark Nedir?
Müşteri Deneyiminiz (CX) Neden Aslında Çalışan Deneyiminize (EX) Bağlıdır?
Çalışan Deneyimi: Düşündüğünüzden Daha Karmaşıktır (Ve Daha Önemlidir)
Çalışan Deneyimi: Beklenti Farklarını Yönetmektir