Çalışan deneyiminin yükselişi, insan kaynakları uzmanlarının dikkate almaları gereken bir sonraki en önemli konu. Neden mi? Hadi bir deney yapalım. LinkedIn’e girin ve arama kısmına tırnak işareti içinde “Çalışan Deneyimi” yazın. 10 Eylül 2020 tarihi itibarıyla:
Aynı araştırmayı 3 yıl önce yaptığımda, profillerinde “Çalışan Deneyimi” olan kişi sayısı 100’den azdı. Gittikçe daha fazla İK uzmanı bu yeni terimi eklemek için ünvanlarını değiştiriyorlar ve buna öncülük edenler de saygın şirketlerdeki kıdemli İK liderleri gibi görünüyor. İşte dünyadan birkaç örnek:
“İnsan kaynakları”, bir şirketin ürün veya hizmet üretmesi için gereken farklı girdilerden birini belirten kurumsal bir terim.
“İnsan kaynakları” kurumsal getiriler çarkının bir dişlisi gibi görüldüğünde bu terim çalışanları tarif etmek konusunda gerçekten de yeterli değildir. Aslına bakacak olursanız sonuçta şirketler, müşteriler için değer üreten bir grup insandan oluşurlar. Şirketin nihai başarısını yürütenler insanlarınızdır.
Google’ın bir terimin arama motorundaki popülerliğini gösteren havalı bir aracı var. Google Trends, bir terim için son beş yıldaki ilgiyi görmenizi sağlıyor. Eğer “Employee Experience” terimi için Google Trends’de bir arama yaparsanız, 2015’de ortalama popülerlik değeri olan 27 ve 2020’de 98 oranına kıyasla terime olan ilgide yüzde 262 artış olduğunu görürsünüz.
Google’ın “zaman içindeki ilgi” tanımı biraz karmaşık. Google şöyle açıklıyor: “Sayılar, verili bölge ve zamana göre çizelgedeki en yüksek noktayla ilgili olarak arama ilgisini temsil eder.” 100’lük bir değer, bir terim için tepe noktasındaki popülerliktir. 50’lik bir değer ise terimin yarı popüler olduğu anlamına gelir. Benzer şekilde, 0 puanı terimin tepe noktasına göre %1’den daha az popüler olduğu anlamına gelir.
Eğer “Çalışan Bağlılığı”na olan ilgiyi karşılaştırırsanız, Çalışan Deneyimi’nin onu yakalamak için daha çok yolunun olduğunu görürsünüz. Yine de, “Çalışan Deneyimi”ne olan ilgideki trend hala yükseliyor.
Basitçe söyleyecek olursak çalışan deneyimi, çalışanların çalıştıkları kurum ile olan etkileşimlerine ilişkin, birçok konudaki algılarının toplamıdır. Bu algılar, çalışanların işleriyle ilgili ne hissettiklerine ve işlerini yapmak için ne kadar çaba gösterdiklerine yön verir. Çalışan deneyimi, şirketinizin iş gücünü şirkete çekmede, elinde tutmada ve işine bağlı kılmada ne kadar etkin olduğunu belirler.
Çalışan Deneyimi Devrimi
Konu çalışanlar olduğunda, düşünce yapısında önemli bir değişimin ortasında mıyız? Umarım öyledir. Küresel ekonomi büyürken ve rekabet her geçen gün daha da yoğunlaşırken, yetenekleri şirketlere çekmek için verilen savaş, giderek daha da zor hale gelecektir. En üst seviyedeki yetenekleri çekmek, onları elde tutmak ve işe bağlı kılmak, böyle bir dönemde başarılı şirketlerin kazanmalarında en temel avantajlardan olacaktır ve tüm bunlar müthiş bir çalışan deneyimi yaratmakla başlar.
Size bir sorum var: Eğer İK’deyseniz, ünvanınızdaki “insan kaynakları” terimini “çalışan deneyimi” ile değiştirir miydiniz? Bunu çoktan yaptınız mı? Neden? Düşüncelerinizi aşağıdaki forma yazarak benimle paylaşabilirsiniz.
Çalışan Deneyimi Örnek Anketi İndirin
İlginizi çekebilecek diğer bloglar:
Kötü Bir Çalışan Deneyimini Garantilemenin 5 Yolu
Çalışan Deneyimi Kitabının Yazarları İle Söyleşi
CEO’ların Kafasındaki Çalışan Bağlılığı’na Dair 4 Yanlış Düşünce
Müşteri Deneyimi İyi Bir Çalışan Deneyimi İle Gelişir