The Success Programme Blog

“Acımasız Dobralık” Aslında Neden Dürüstlük Değildir?

Written by Bahar Sen, Kurucu Ortak | 28.Eki.2020 05:30:00

Bazen dürüst olmak ile insanları kırmamak arasında karar vermek zorundaymışız gibi hissederiz. Bu da bizi çok zorlar. Çünkü eğer iyi geçinmek adına dobraca düşündüklerimizi paylaşmazsak, bir prensibi çiğnediğimiz için rahatsız oluruz. Öte yanda ne olursa olsun deyip, düşündüklerimizi ağzımıza geldiği gibi söylersek de, bizim için çok değerli olan insanlarla bile ilişkilerimiz bozulabilir. Peki ne yapacağız? İşte buna dair bana gelen bir mail ve tavsiyelerim...

Sevgili Bahar Hanım,

Bir şeyi anlatırken konuların etrafında dolanmaktan yoruldum. İnsanlar, lafı dolandırıp durmamı veya onlara sert bir şey demeden önce, konuyu yumuşatmamı ya da yağ çekmemi istiyorlar. Eğer doğruları duymak istemiyorlarsa bu benim sorunum değil. Ben sadece olan biten neyse onu olduğu gibi söyleyen, dobra biriyim, bu da bazen insanlara fazla geliyor. Bu yüzden birçok kişiyle ilişkim bozuluyor. Sizce bu kadar dürüst olmaktan vaz mı geçmeliyim?

Rumuz: Acımasız Dobra 

Sevgili Acımasız Dobra,

Bazen, düşündüğünü ya da hissettiğini olduğu gibi söylemek, düşüncelerimizi veya yorumlarımızı bir süzgeçten geçirerek söylemekten daha kolay gibi görünür. Ancak siz her ne kadar dürüst olduğunuzu düşünseniz de, söylediklerinizde halen tam olarak dürüst olmadığınızı tahmin ediyorum. Bence, sizin de ifade ettiğiniz gibi biraz “acımasız” olmak adına dürüstlüğün bir kısmını geride tutuyorsunuz. Daha da dürüst yani inanılmaz derecede dürüst olabilmeniz için size birkaç tavsiye vereceğim. Ancak sanırım bu sizin düşündüğünüz şekilde olmayacak.

1-Bir şeyler hakkındaki inançlarınız ile gerçeklerin aynı şey olmadığını kabul edin. 

 

“Durum her neyse ben onu söylüyorum.” diyen onlarca kişi duydum. Onların nasıl gördüğü ile ''her neyse''nin aynı şey olduğuna inanarak bunu söylerler. Bu temel yanılgı da, bizim hataya düştüğümüz yerdir. “Her neyse” hakkında tamamen net olmanız için, gerçeklerle, hikayeleri birbirinden ayırmanızı şiddetle öneririm. Diğer kişinin, sizin endişelenmenize sebep olacak şekilde ne dediğini veya ne yaptığını tamamen anladığınızdan emin olun. Şunu düşünün: Ne dedi? Gösterdiği davranışlar nelerdi? Bu kaç kere yaşandı? Duruma dair endişenizi destekleyecek kanıtlar var mı? Düşüncelerinize çok güveniyor olmanız, onları gerçek yapmaz.

Ne kadar fazla gerçeklere, yani ne gördüğünüze, ne duyduğunuza ve ne gözlemlediğinize odaklanırsanız, konuşma sırasında o kadar etkili olursunuz.

Kritik Konuşmalar Eğitimi Broşürü

2-Düşüncelerinizi mutlak gerçekler olarak değil, düşünceler olarak paylaşın.

Sıra konuşmaya geldiğinde, düşüncelerinizi abartmayın. Politikacıların tartışmalarını izlemişsinizdir. Bu tartışmalarda, tarafların “Esasında...., İşin aslı şu ki...” gibi şeyler söylediğini ve ardından da aslında konuya dair kendi düşüncelerini ya da bakış açılarını paylaştıklarını görürsünüz. Neden bunu yaparlar? Çünkü kendi düşüncelerinin gerçek olarak kabul edilmesini isterler. Düşüncelerini gerçek gibi göstererek, insanları onlara katılmaya mecbur etmek adına, görüşlerine ağırlık kazandırmak isterler. Hepimiz zaman zaman bunu yapıyoruz. Bir kez de;

  • “İşin aslı şu ki...” demek yerine, “Bana öyle geliyor ki...” demeyi deneyin.
  • “Sen asla...” demek yerine, “Son üç seferdir...” demeyi deneyin.
  • “Konu hakkında hiçbir fikrin yok” demek yerine, “Şöyle düşünmeye başladım...” demeyi deneyin.

Eğer düşüncelerimizden bahsediyorsak, burada belirsizlik olması doğaldır. Gerçekler kesindir. Hikayeler ve düşünceler ise değişebilir ve şekillendirilebilir.

3-Dürüstlüğün sandığınız şey olmadığını fark edin.

Sizin de belirttiğiniz gibi insanların duygularını incitirim korkusuyla “çok dürüst” olamayacağımızı hissetmek yaygın bir durum. Bu fikir, dürüst olmanın ne demek olduğuyla ilgili yanlış anlamadan doğar. Dürüst olmanın kızgın, yaralayıcı, karamsar olmak veya “hınç çıkarmak” ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu duyguları göstermenin, dürüstlükle ilgisi yoktur ama biz bir şekilde bunları birbirine eş tutarız. Daha dürüst olmak; daha açık, daha belirgin, daha içten ve daha kendimiz gibi olmakla ilgilidir. Yani, dürüstlüğünüzü artırmak için sesinizi yükseltmenize, yaralayıcı kelimeler kullanmanıza gerek YOK.  Gözlemlenebilir gerçekleri ve bu gerçeklerle ilgili samimi görüşlerinizi belirterek daha etkili olmanıza gerek VAR.

En zorlu konuşmalara bile başlamak için benim önerdiğim model şöyle:

  • Gerçeklerinizi paylaşın.
  • Hikayenizi (düşüncenizi) anlatın.
  • Diğer kişilerin görüşlerini sorun.

Eğer bu adımları etkili bir şekilde atarsanız, ne kadar dürüst olacağınıza dair bir sınırınız olmaz... Sadece ne kadar acımasız olacağınızın sınırı olur.

Kendinize iyi bakın,

Sevgiler

Bahar Şen

 

İlginizi Çekebilecek Diğer Bloglar:

 

Yöneticinizle Kritik Bir Konuşma Nasıl Yapılır?

Konuşmalı mı ? Konuşmamalı mı?

E-mail ile Kritik Konuşma Yapılır Mı?

Podcast: İş Yerinde Sessiz Kalmanın Maliyeti

Podcast: Hayatınızın Gidişatını Değiştiren Kritik Konuşmalar