2008 yapımı animasyon filmi Kung Fu Panda’daki bir sahne benim aklıma Steve Jobs’u getiriyor. Çoğu uzman, Steve Jobs'ı ya dahilerle ya da narsistlerle karşılaştırır.
Ben ise onu filmdeki ve Po adındaki şişman panda ile karşılaştıracağım. Bu filmdeki Kung Fu ustası Tigre, insanları kurtaracak olan “Ejderha Savaşçısı” isimli kurtarıcının ne gibi yetkinliklere sahip olması gerektiğini Po’ya anlatır. Bu arada Po, bilge kaplumbağa tarafından Ejderha Savaşçısı olarak çoktan seçilmiştir ancak kimse şişko pandanın Ejderha Savaşçısı olabileceğine inanmamaktadır. Tigre ile panda Po arasındaki konuşma şöyle geçer:
Tigre: “Efsaneye göre, Ejderha Savaşçısı ginko ağacının çiğ taneleri ve evrenin enerjisiyle, aylarca yaşayabilirmiş.”
Po: “Bedenimin Ejderha Savaşçısı olduğundan henüz haberi yok galiba. Bana çiğ tanesi ve evrenin suyundan daha fazlası lazım.” diyordu :)
Steve Jobs ile bu sahnenin arasında ne gibi bir ilişki olabilir diye düşünebilirsiniz? Şöyle ki Steve Jobs ölümünden sonra sanki iş dünyasının Ejderha Savaşçısı oldu. Sadece elma ve yogi zihninin enerjisi ile milyarlarca dolarlık gelir üreterek yıllarca yaşayabilecek bir şirket yarattı.
Steve’in başarısına dair etrafta çok fazla açıklamalar yapılıyor. Bunların birçoğu da yabana atılacak şeyler değil ve üzerinde derinlemesine çalışılması gereken konular. Bu uzun listeye bir sebep de ben ekleyeyim. Benim düşünceme göre: Steve’in başarısı gizemli bir şey değildi, basit, akılcı ve pratikti. Şirketin ikinci kez başına geçtikten sonra Apple’ın sözleşmesini değiştirdi. Hangi sözleşmesini mi? Apple'ın Psikolojik sözleşmesini. Yani Apple, Apple çalışanları ve Apple müşterileri arasındaki üçlü sessiz sözleşmeyi değiştirdi.
Araştırmamıza göre, bir kuruluşun başarısındaki temel etmen, yöneticilerin bu hayati öneme sahip sessiz ve yazılı olmayan sözleşmeyi oluşturmak ve beslemek için zaman ayırıp ayırmadıklarıdır. Bazen liderler, böyle bir anlaşmanın önemini anlamayı bir yana bırakın, bir çalışan bağlılığı sözleşmeleri olduğunun bile farkında değildir. Buna rağmen iyi liderler, çalışan bağlılığı sözleşmeleri oluşturmak, olgunlaştırmak ve dikkatlice tariflemek için zaman ayırırlar. Sadece sloganlara ve akılda kalıcı sözlere değil, aynı zamanda kültüre, değer önermelerine ve sözleşmede yer alan koşulların tüm taraflar için adil olup olmadığına da odaklanırlar. Bu tarz psikolojik sözleşmenin bir buz dağı gibi olduğunu bilirler. Elbette bir çalışanın işteki zamanı ve çabasının ücret karşılığının ne olacağı anlaşmada açıkça yer alır (bu kısım buzdağının üstü yani suyun üstünde görünen sözleşmedir). Ama psikolojik sözleşme şartlarının büyük çoğunluğunun üstü örtülüdür, yazılı değildir, ya da buz dağı örneğindeki gibi suyun altındadır. Başarılı liderler, örtülü, açıkça görünmeyen şartların (psikolojik sözleşmelerin), kuruluşun ulaşmak istediği hedefler ile uyumlu olmasını garantiye almak için zaman ayırırlar.
Steve, ikinci kez Apple’ın başına geçtiğinde çok şey değişmemiş gibi gözüksede Apple’ın psikolojik sözleşmesi yani çalışan bağlılığı sözleşmesi tamamen değişmişti. Çalışanların işinde anlam bulmasını sağlayacak yazılı olmayan yeni bir sözleşmeyi devreye aldı. Görünürde çalışanlar aynıydı, şirket aynıydı, satış kanalları aynıydı fakat buz dağının altında olan ve yazılı olmayan sözleşme tamamen değişmişti. Bunun sonucu olarak ortaya çıkacak muhteşem ürünler de yoldaydı. Steve Job’ın boyun eğmeyen kişiliği kapıdan içeri adım attığında her şeyi dönüştürmüştü. Steve’in yerleşik geleneklere karşı çıkan varlığı sayesinde herkes, bir Apple çalışanı olmanın ne anlama geldiğine dair temel kuralların artık farklı olduğunu biliyordu. Yazılı olmayan sessiz anlaşmanın yeni gereklilikleri şöyleydi: mükemmellik, adanmışlık, sadelik, tasarım, estetik sevgisi, farklı düşünmek, kesinlik ve gerçekten harika ürünler için tutkulu olmak.
Kung Fu Panda ve Po’nun hikayesine geri dönelim. Po köyünü, psikopat leopardan kurtarmıştı. Po bunu, muhteşem bir Kung Fu ustasına dönüştüğü için değil, öncelikle onun bir Ejderha savaşçısı olduğuna etrafındakilerin de inanması sayesinde başarmıştı. Filmi seyredenler bilir işin “püf noktası” Po’nun halkı kurtaracak Ejderha Savaşçısı olduğuna önce kendisinin inanmasıdır. Bu açıdan bakarsak, galiba Steve Jobs gerçekten de bu işin Ejderha Savaşçısıydı. Apple'ı bulunduğu durumdan kurtarabileceğini biliyordu ve çalışanlarına da bunu inandırmıştı. Steve, Apple’daki ikinci şansının çoğunu Apple’ın çalışanları ve müşterileri arasındaki sözleşmeleri yeniden tanımlamak için kullandı. Çalışanlarının, dünyanın en iyi ürünlerini yaratabileceklerine, bu sayede müşterilerin sıra dışı bir deneyim yaşayarak Apple’ı bugünkü haline getireceğine, yani dünyanın en değerli şirketi olacağına inanmalarını sağladı.
ÇALIŞAN BAĞLILIĞI SÖZLEŞMESİNİN 5 PÜF NOKTASI