12 Ekim 2019

20.Bölüm - Kariyerinizi Limitleyen Alışkanlıklar

 

Bu bölümde çalışanların potansiyellerine ulaşmalarını engelleyen kariyer sınırlayan alışkanlıkları ve bunları nasıl aşacaklarını konuştuk.

950’den fazla kişiyle yaptığımız araştırmamıza göre, çalışanların yüzde 97’sinin, işlerindeki potansiyele ulaşmalarını engelleyen Kariyer Sınırlayan Alışkanlığı (Career Limiting Habbits - CLH ) var. Bu alışkanlıklar çalışanların alabilecekleri  zamlara ver terfilere mal oluyor.

Tam Konuşma Metni

Tamamını Gör

Merhaba ben; Bahar Şen.

Merhaba ben; Aykan Raşitoğlu.

Böyle Gitmez Podcast serimizin 20. yayına hoş geldiniz. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz.

Misyon

Aykan>Bu Podcastimizde; çalışanların, yöneticilerin, tedarikçilerin, şirketlerin yani işverenlerin kabul edilemez davranışları ve yaklaşımları sonucu, kurumsal hayatta oluşan depresyonu ele alıyor ve artık böyle gitmez diyoruz. Sadece böyle gitmez demiyoruz aynı zamanda her hafta çözüm yollarını sizlere aktarıyoruz.

Geçtiğimiz Haftanın Özeti

Aykan>Bayram tatilinden önceki hafta yayını yetiştiremedik bu yüzden sizlerden özür dileriz. Son yaptığımız bölümde ise, davranış problemleri ya da yetkinlik eksiklikleri olduğu halde, bırakın işlerine son verilmeyi, yöneticileri tarafından savunulan ve yıllarca şirkette kalmaya devam eden kurumsal dokunulmazları konuşmuştuk. Ayrıca bu gibi iş arkadaşlarını nasıl hesap verebilir durumda tutabileceğiniz konusunda size bazı ipuçları vermiştik. O yayın Itunes’da, Spotify’da, Soundcloud’da, Patreon’da yerini aldı. Yayının ardından gelen mesajlarda da bir kez daha gördük ki ülkemizde de hemen hemen birçok şirkette kurumsal dokunulmaz dediğimiz kişiler mevcut ve insanlar bu durumdan yaka silkmiş durumda. Yaptığımız yayının bu şekilde karşılık bulmasıda bizi oldukça sevindirdi.

Aykan>Peki geçmiş yayın geçmişe kaldı şimdi önümüzde bakalım, Bahar dinleyicilerimizle bu hafta ne hakkında konuşacağız?

Bu Haftanın Konusu

Bahar>Biliyorsunuz uzun bayram tatili ile birlikte Ağustos ayını da yarıladık. Söylemesi zor ama 10-15 gün içinde bir yaz daha geride kalıyor, benimde her yaz sonu olduğu gibi içimde bir hüzün var.

Bahar>Bu hafta başı ile birlikte çoğu kişi bayramla birleştirdiği tatilinden dönüyor. Bazıları da ay sonuna doğru dönecek. Diğer yandan Ağustos sonu üretim sektöründe çalışanlar fabrikalardaki toplu tatillerden dönecek. Sonrasında okulların açılma telaşı ve Eylül’ün ikinci haftası ile birlikte, kurumsal hayatta, sene sonuna kadar sürecek yoğun bir koşturma sezonuna gireceğiz. Yani dinlenmiş şekilde tatillerinden dönen çalışanlar için 2019 yılının Eylül ayında yeni bir beyaz sayfa açılacak.

Bahar>Ben de bu bölümde, kariyerinizde ilerlemek ve başarlı olmak adına, sizi kısıtlayan alışkanlıklarınızdan yeni iş sezonunda nasıl kurtulabilirsiniz bunu konuşmak istiyorum.

Aykan>Konuşalım elbette ama bir düzeltme yapayım, çoğu kişi tatilden dönüyor derken, yaz aylarında daha yoğun çalışan ve daha tatile gidemeyen kişiler de vardır bizi dinleyenler arasında onları da atlamayalım.

Bahar>Hahaha dinleyicilerimiz arasında henüz tatil yapamayanlar vardır diye mi uyarıyorsun yoksa kendinden mi bahsediyorsun onu anlamadım? Bir serzeniş seziyorum sanki burada ama evet haklısın yaz demek bazıları için daha yoğun çalışmak anlamına da gelebiliyor. Henüz tatile gidememiş olanlarda mutlaka vardır ama onlar içinde Eylül ortası iş yerinde yoğun bir sezon olacak. Umarım yaz bitmeden kısa da olsa kendilerine dinlenmek için bir fırsat yaratabilirler.

Aykan>Tatil yapın. Çünkü tatiller ister yetişkin olun ister yaşlı ister genç olun, ister çocuk, hepimiz için gerekli. Nasıl cep telefonunuzu şarj etmeniz gerekiyor aynı şekilde kendinizi de düzenli şekilde şarj etmelisiniz, ve kendinizi telefonunuzu şarj etmekten daha çok düşünmelisiniz. Bu şarj etme dönemleri bazılarımız için dinlenmek demek, bazılarımız için sevdiğimiz şeylerle uğraşmak demek. Bu yüzden ‘’tatilde çok yoruldum’’ diyen çok insan tanıyorum ama bunlar elbette tatlı yorgunluklar. Rahmetli Üzeyir Garih’in bir lafı vardır, der ki; ‘’Dinlenmek sırt üstü gelip yapmak demek değildir, dinlenmek sevdiğin şeyleri yapmaktır.’’

Aykan>Bu dönemlerde insanlar iş hayatının rutininden, gündelik hayatın stresinden uzaklaştıkça gevşiyor, mutluluk seviyeleri artıyor, hayatın koşturmacası sırasında fark edemediği güzelliklerini görmeye başlıyor. Bazıları aslında dert ettiği birçok konuyu olduğundan fazla büyüttüğünü fark ediyor, çünkü stres düştükçe tolerans artıyor.

Aykan>Tatilin son günlerine yaklaştıkça ise belki bazıları işini özlüyor ama büyük çoğunluk işe hiç geri dönmek istemiyor.

Aykan>İşinde anlam bulamayanlar için, çalıştığı iş yerinde yöneticisi ile sorunu olanlar için, ya da iş yerinde çalışma arkadaşları ile arasında sorunları olanlar için tatilin son günlerine yaklaşmak demek daha işe başlamadan stress, endişe, huzursuzluk demek. Başka değişle etkisi güçlendirilmiş Pazartesi sendorumu demek. Bu huzursuzluğun sebepleri çok çalışacak olmak, yoğunluğa girecek olmak ya da zorlu projelerin altından kalkacak olmak değil, iş yerindeki diğer insanlar.

Aykan>Dolayısıyla o iş yerine geri dönecek olmak birçok insan için ciddi bir mutsuzluk sebebi. Peki bu böyle olmak zorunda mı?

Bahar>Hayır elbette değil, ancak tatil bittiğinde iş yerine giderken ayaklarınız geri geri gidiyorsa bu önemli bir konu ve bu konu ile ilgili bugün itibari ile yapmanız gereken şeyler var demektir.

Aykan>Çok genel bir soru gelebilir ancak sana şunu sorsam, konu iş olunca bir grup insanın ayakları neden geri geri gider, basit şekilde bize anlatır mısın?

Bahar>Elbette, ortaya iyi bir iş çıkması için yani yaptığınız şeyden dolayı kendinizi tatmin mutlu huzurlu hissetmeniz için iki parametre gerekli.

1-Yaptığınız işin motivasyonlarınıza uygun olması.

2-Yaptığınız işin gereklilikleri ile yetkinliklerinizin uyuşması.

Eğer bu iki faktörden birisinde eksiklik varsa, bu durum zamanla kariyer sınırlayan davranışlara ya da alışkanlıklara dönüşüyor. Bu alışkanlıklar bir kişide değil her kişide olmaya başlayınca bu durum iş yerlerini gri soğuk mutsuz yerler haline getiriyor. Yani bu durumda tüm eko sistemimiz olumsuz olarak etkiliyor. Bu kariyer sınırlayan davranışlar hemen hemen çoğu insanda var. Bu durumun farkındaysanız iş biraz daha kolay ancak farkında değilseniz insanlar freni boşalmış araba gibi yokuş aşağı gidiyor. Nereye çarpacağı belli değil. O yüzden bu yaygın konunun üzerinde durmamız önemli diye düşünüyorum.

Aykan>Hemde çok önemli çünkü insanın insana verdiği zararı, ne doğa insanlara, ne hayvanlar insanlara veriyor. En büyük zararı önce kendi kendimize sonra da iletişim halinde olduğumuz diğer insanlara veriyoruz.

Aykan>O yüzden diyorum ki hanım efendiler, beyfendiler, gençler, artık tanıyın kendinizi. İnsanların uzayı keşfetmeye başladığı bu dönemde kendinizi keşfedemiyorsanız, kendinizin farkında değilseniz çok bu büyük sıkıntı. Mesela arabayı bakıma götürüyoruz, bağlıyorlar ekrana, arabadaki kusurları görüyorlar. Hastaneye gidiyorsun bağlıyorlar makinalara nereden neyin var neyin yok 1 saatte çıkıyor ortaya. Önümüzdeki yıllarda bağlayacaklar beynimizi ekranlara ya da telefonlara ki Elon Musk bu işe başladı, o işi yapmaya uygun musun, değil misin, kariyer sınırlayan davranışlar sergileme potansiyelin var mı? yok mu? gözükecek. Şimdi bile bizim yarı teknolojik çalışmalarımızda bunu rahatlıkla görüyoruz.

Aykan>Biz bu programda bu yüzden Böyle Gitmez diyoruz, yani çalışanlar ne kadar kafasını kuma sokarsa soksun, kendini inkar etsin, artık yeni dünyada kendini başkalarından saklama şansın yok. Yetkinliğin ya da motivasyonların eksikse bir şirkette ilerleme şansın ileride olmayacak. O yüzden siz gelin, sistem size dışarı atmadan kariyerinizi sınırlayan davranışlarınızı fark edin diyorum ve sözü Bahar’a veriyorum.

Bahar>Konunun detaylarına inmeden önce bu konuda da öncelikle iş ortağımız VitalSmarts’ın yaptığı bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. 950’den fazla kişiyle yapılan bu araştırmaya göre, çalışanların % 97’sinin, işlerindeki potansiyele ulaşmalarını engelleyen en az 1 ‘’Kariyer Sınırlayan Alışkanlığı ‘’(Career Limiting Habbits - CLH ) var. Bu alışkanlıklar çalışanları alabilecekleri  zamları alamamalarına ve erişebilecekleri pozisyonlara gelememelerine yani terfilere mal oluyor.

Aykan>Evet ama çoğumuzun eğilimi de elde edemediğimiz terfiler, alamadığımız primler ya da zamlar, konusunda birilerini suçlamaktır. Yani bizim davranışlarımızdan çok dışarıdan gelen etkiler sebebiyle yol kat edemediğimizi düşünmek rahatlatıcı bir etki yapar.

Bahar>Evet bu yüzden VitalSmarts’ın çalışmasıda, yöneticilerin büyük çoğunluğunun, çalışanlarının kariyer sınırlayan alışkanlıklarını değiştireceklerine dair karamsar olduklarını gösteriyor. Aslında, yöneticiler çalışanlarının yalnızca % 10 ila 20'sinin kariyer sınırlayan alışkanlıklarında temelden ve kalıcı değişiklikler yaptığını belirtiyor.

Aykan>Çünkü birçok kişi kendisinin farkında değil. Ne bilmediğini bilmeyince neyi düzelteceğini bulmak zor!

Bahar>Newyork Times en çok satanlar listesindeki ‘’Influencer; Değişime Öncülük Etmenin Yeni Bilimi adlı kitabının yazarlarından, aynı zamanda bizim de iş ortağımız Joseph Grenny bir sohbette haklı olarak şöyle bir yorumda bulunmuştu; “Performans yönetimi konusunda muazzam yatırımlar yapan şirketleri göz önüne aldığınızda elimizdeki bu bulgu inanılmaz derecede cesaret kırıcı.”

Aykan>Zaten bu yüzden dünya üzerinde bir çok şirket bu geleneksel performans yönetimi süreçlerini kaldırmaya başladı.

Aykan>Peki bu araştırmaya göre hangi alışkanlıklar özellikle çalışanların kariyerlerini sınırlıyor?

Bahar>En üst sıradaki 5 Kariyer Sınırlayan Alışkanlığı sayacak olursam; 

  1. Güvenilmez Bir Tutum Sergilemek.

  2. “Bu benim işim değil” Yaklaşımında Olmak.

  3. Sürekli Ertelemek.

  4. Değişime Direnmek.

  5. Negatif Tavır.

Aykan>Bunlar tabi Amerika’daki araştırma sonuçları. Ben de Türkiye’den elimizdeki bazı verileri aktarayım. Daha önceki bölümlerimizi takip edenler bilir, insan doğasındaki 16 insan ihtiyacından bahsetmiştik. Sahip olduğumuz bu motivasyonlar doğuştan gelen genetik özelliklerimiz ve bunlar zamanla değişmeyen içsel motivasyonlar. Yani insan 20 yaşında içsel olarak ne istiyorsa 30-40-50 yaşında da ona ulaşmak istiyor. Ancak bu içsel ihtiyaçlarımızı doyurmak için hepimiz bazı davranışlar sergiliyoruz ve o motivasyonları doyurmak için sergilediğimiz davranışlar her zaman en doğru davranışlar olmuyor. Eğer o davranışlar sizin kariyerinizi limitliyorsa bu davranışlar fark edip değiştirmeniz gerekir. İçsel ihtiyaçlarınız yani doğuştan gelen motivasyonlarınız değişmese de, davranışlar değişebilir.

Aykan>Ancak önce Türkiye’de, özellikle kurumsal hayat çalışanlarında en çok gördüğümüz içsel ihtiyaçlardan bahsedelim istiyorum. Bunları birlikte sayalım;

Aykan>1-Yüksek onaylanma ihtiyacı- Eleştiriye karşı hassasiyet.

Bahar>2-Yüksek Statü İhtiyacı - Farklı olmak saygın olmak ihtiyacı.

Aykan>3-Yüksek Rekabet İhtiyacı - Kazanma ve hatta intikam.

Bahar>4-Düşük Düzen İhtiyacı - Plansızlık programsızlık sistemsizlik.

Aykan>5-Yüksek Güvenlik İhtiyacı - Tehtit algısının yüksek olması.

Bahar>6-Yüksek Çıkar İhtiyacı – Prensiplere göre değil işine geldiği gibi hareket etmesi.

Aykan>7-Düşük öğrenme ihtiyacı- Öğrenme ve gelişime zaman ayırmaması.

Bahar>8-Düşük Hedef odaklı olmak- Bir şeye ulaşmak için kendisine hedefler koyup onu uygulamak için gerekli gayreti göstermemek.

Aykan>9-Düşük İdealizm - Sadece kendini düşünmek, her koyun kendi bacağından asılır gibi davranmak.

Bahar>Evet bu motivasyonların çeşitli kombinasyonları doğuştan itibaren kişiden kişiye parmak izi gibi genlerle birlikte geliyor, motivasyonların iyisi kötüsü yok ama onları doyurmak için yaptıklarınız sizi yoldan çıkarıyor. Nasıl yoldan çıkarıyor? Aykan bir örnek verir misin?

Aykan>Mesela bir kişiyi ele alalım:

Bu kişinin yüksek onaylanma ihtiyacı var. Yani eleştiriye karşı çok hassas.

Bu kişinin yüksek statü ihtiyacı var. Yani ben farklıyım özelim diye düşünüyor.

Bu kişinin düşük öğrenme motivasyonu var. Yani öğrenmeye zaman ayırmıyor.

Bu kişinin yüksek güvenlik ihtiyacı var. Yani tehtid algısı yüksek ve bu kişinin yüksek rekabet ihtiyacı var, rekabeti seviyor hatta bana öyle yapana bende böyle kapak yaparım diye bir içgüdüsel yaklaşımı var.

Bu sizin çalışanınız olsun. Bu çalışanın rolünde sahip olması gereken yeni yetkinlikler var ve bunları kazanması gerekiyor. Bunun için elbette öğrenmesi kendini geliştirmesi gerekli ama bunu iç güdüsel olarak yapamıyor ve bu zamanla göze batıyor çünkü ondan iş birimi olarak destek almak isteyen insanlar gerekli desteği alamıyor. Şikayetler başlıyor vs vs. Siz de ortalama bir yöneticisiniz, bu motivasyonları falan bilmiyorsunuz, çalışanınızı gözlemlediğiniz kadarıyla tanıyorsunuz.

Bahar>Artık bu iş çığrından çıkmadan kendisine hey kendini geliştirmen lazım demeyi düşünüyorsunuz ve bunu odanıza çağırıp söylüyorsunuz. Bunu söylediğiniz anda karşınızdaki insan da saniyeler içinde şunlar olur;

Aykan>(İç ses) Beni eleştiriyor aman Allahım sen nasıl beni eleştirirsin, ben farklı birisiyim, özelim, sen kim oluyorsun da beni eleştiriyorsun, sonra kendisini tehdit altında hissediyor. Eyvah! işimi mi kaybedeceğim acaba derken yönetici diyor ki; diğer arkadaşlarında senin hakkında böyle düşünüyor. Eyvah! şu anda rekabet ve intikam da devreye girdi, ben sorarım size bunun hesabını demeye başladı içinden ve tüm tavrıyla da hem agresif, hem uzlaşmadan uzak bir diyalog sürmeye başlar ya da susar. Tüm bunları içinden geçirir ve sonra hem yöneticisinden hem diğerlerinden bunun intikamını alır.

Aykan>Bakın buradaki konu neydi? Bu çalışanın gelişim eksikliğinin olması, ancak konu oraya gelmedi bile çünkü çalışanın kariyer sınırlayan davranışları konunun özünü anlamasını engelledi. Biz yüzlerce vaka üzerinde çalışıyoruz ve insanlar bu otomatik davranışları neden yaptıklarını anladıklarında şok oluyorlar çünkü kendilerine ve etrafa verdikleri zararın farkına varıyorlar.

Aykan>Peki Bahar sorum şu; kariyer sınırlayan alışkanlığımızı değiştirmede gerçekten başarılı olabilir miyiz?

Bahar>Yöneticilere göre, yanıt çok büyük bir “HAYIR”. Yöneticilerin neredeyse yarısı, çalışanların kötü alışkanlıklarını ele almanın, teknik becerilerini artırmaktan 3 kat daha önemli olduğunu belirtiyorlar.

Aykan>Tamam ama kariyer sınırlayan alışkanlığını tersine çevirmek isteyen çalışanlar için başarmanın hiç mi yolu yok?

Bahar>Joseph Grenny durumu şöyle özetliyor; “Birçok kişi, istemenin ve bu konuda taahhüt vermenin, uzun zamandır devam eden kötü davranışımızı değiştirmenin anahtarı olduğunu düşünür, ancak değişimde başarılı olanlar bu işin bundan daha fazlası olduğunu bilirler”.

Aykan>Yani yıllardır süren hatta belki ömür boyu süregelen alışkanlıkları değiştirmek için sadece niyet, istek ve yani taahhüt yetmiyor.

Bahar>Evet insanların bu kötü alışkanlıklardan kurtulmak, kariyerlerinde ilerleme şanslarını artırmak ve değişmelerine yardımcı olmak için sistematik bir yol kullanmaları gerekiyor.

Aykan>Bahar buna dair vereceğin ipuçları gerçekten de dinleyicilerimizin hayatlarını değiştirebilir. O yüzden can alıcı soruyu soruyorum, O halde; İnsanlar kariyerlerini sınırlayan, onları ulaşabilecekleri hedeflerden alıkoyan alışkanlıklarının üstesinden nasıl gelebilirler?

Bahar>1-Bunun için ilk adım bir ‘’Kişisel Motivasyon Beyanı’’ oluşturmak.

Aykan>Tam olarak neyi kastediyorsun? Biraz açar mısın?

Bahar>Şunu söylemek istiyorum. Size engel olan çalışma alışkanlıklarınızı değiştirmeye çalışırken, yapmanız gereken davranış eğer sizin motivasyonlarınızla örtüşmüyorsa, motivasyon duvarına çarparsınız.

Aykan>Yani değiştirmek istediğiniz davranış aslında sizin içsel ihtiyaçlarınız, ile çelişebilir diyorsun. Yani diyelim ki planlı ve organize birisi değilsin. Bunun motivasyonlarda karşılığı düşük düzen ihtiyacı. Bu yüzden maillerini düzenli okumuyor, insanlara zamanında dönmüyor, elindeki işleri bir sıraya göre sistemli şekilde yönetmiyorsun. Her işin son dakika ve bu durum artık şikayet konusu oldu. Bunun sonucunda kendine ben artık düzenli bir insan olacağım dersen motivasyon duvarına toslarsın, çünkü içsel olarak senin son derece düzenli sistemli planlı bir insana dönüşmeniz neredeyse imkansız. Peki bu durumda ne yapacak?

Bahar>Evet böyle durumlarda varsayılan geleceğiniz ve terfi etmeniz durumunda sahip olacağınız kariyerinizi öncelikle zihninizde canlandırın. Yani plansız düzensiz olmak sizin kariyerinizi etkiliyorsa bu durum düzeldiğinde neye ulaşacağınızı bir netleştirin. Eğer ulaşmak istediğiniz şey buysa kariyerinizi limitleyen davranışınızdan kurtulmak için zaten var olan motivasyonunuzu değiştirmeye çalışmak yerine sizi ileriye taşıyacak bir başka motivasyonunuz kullanarak bu durumu yeniden ele alın.

Bahar>Senin verdiğin örneği ele alalım, dediğin gibi bu kişinin düşük düzen ihtiyacı var bu da sürekli organize olamamasına ve bir dolu şirket içi soruna neden oluyor. Eğer risk algısı yüksek birisiyse düzensiz olmanın gelecekte onun hayatında açacağı riskleri düşünerek, (işinden olmak dahil) bunları adeta bir sinema filmi gibi canlandırarak bu riski deneyimleyebilir ve sırf bu yüzden düzenli olmaya dair bir önlem almaya karar verebilir, kendisini disiplin altında tutabilir; bir başka motivasyonunuzu adeta bir yem gibi kullanarak size yukarıya çekmesi konusunda uğraşmanız gerekir.

Bahar>Sizi neyin motive ettiği, neyin etmediğini anlamak ve bu örnekteki gibi kendinize doğru stratejiler belirlemek için Success Programme sayfasında yazdığımız ‘’Beni Ne Motive Eder?’’ bloğunu okuyabilir ve kaynaklar bölümünden aynı isimli e-book’u indirebilirsiniz var.

Bahar>2-İkinci adım kendi profesyonel gelişiminize yatırım yapmak.  Kariyerinde ilerlemek ve finansal açıdan büyümek zihinsel gelişime bağlıdır. En iyi performans gösteren kişilerin arasında olabilmeniz için kendinizi eğitimler, atölyeler ve kitaplar aracılığıyla aktif olarak geliştirin ancak bunun daha büyük bir değişim stratejisinin sadece bir parçası olduğunu unutmayın.

Aykan>Dünyanın dönüşümü ile birlikte ve dijital dönüşüm furyası ile birlikte firmalar panik halinde. Bizim danışmanlık projelerininde son yıllardaki gündemi yeni dönemde insanların hangi yetkinliklere sahip olması gerektiği. Bunu anlamak için illa dijital dönüşüme de gerek yok, şöyle bir geriye gidin insanlık tarihine bakın, dünyayı yerinden oynatan yeni buluşlar yapan insanların tamamının ortak özelliği meraklı olmaları ve hayat boyu öğrenen kişiler olmaları. Bu motivasyon sizde genetik olarak yoksa ve kariyeriniz sürekli gelişimi gerektiriyorsa o halde az önce Bahar’ın öğrettiği yöntem ile bu alanda yüksek motivasyonu olan kişilerle iş birliği yapabilirsiniz.

Bahar>3-Sıkı çalışanlarla takılın. Kimlerle takıldığınız kariyerinizi belirler. Yanlış insanlarla takılırsanız sizi geride tutan kariyer sınırlayan alışkanlıklar, büyük ihtimalle diğer kişiler tarafından hoş görülür ya da teşvik edilir.  En iyi arkadaşlar, sizden beklentileri yüksek olan insanlardır. Kariyer hedeflerinizi paylaşan, sıkı çalışan kişilerden oluşan bir çevre ile etrafınızda pozitif bir akran baskısı oluşturun.

Aykan>Hani derler ya sen en yakınındaki 5 kişiden ibaretsin diye…Bulunduğumuz çevrenin üzerimizde çok önemli bir etkisi olduğu kesin. Aslında bu madde az önceki örnekle entegre. Yani siz öğrenme konusunda mesai harcamak istemiyorsunuz diyelim. O halde öğrenmek merakı yüksek bir arkadaşınız olsun, onunla vakit geçirin, kahve arasında dedikodu yapmak yerine ondan bir kelime öğrenirseniz bu size katkı sağlar.

Bahar>4-Bir akıl hocası bulun. Alışkanlıkları değiştirmek yardım gerektirir. İlerlemenizi teşvik edecek ve kurum içindeki kariyer gelişim fırsatlarında size yön verecek bir akıl hocası bulun.

Aykan>Herkesin senin gibi bir koça ihtiyacı var diyorsun. Doğruda diyorsun ancak burada 2 konu var. Birincisi eğer koçluk alma imkanınız varsa doğru kişilerden alın. Son yıllarda kişisel gelişimciler, hayat koçları ve yaşam koçlarının sayısı ciddi sayıda arttı. Kendisi yardıma muhtaç kişiler 3 gün eğitim alıp koç falan oluyor aman paranızı bu tarz insanlara kaptırmayın. Belirli bir iş deneyimi, kariyer başarısı, ve doğru eğitimlerden geçmiş insanlardan bu desteği alın.

Aykan>Eğer koçluk alacak imkanınız yoksa, o halde şirketinizde veya çevrenizde kariyerinde başarılı, iç görülerine güvendiğiniz deneyimli kişilerden yardım isteyin eğer kabul ederse o kişinin sie ayırdığı zamanın çok değerli olduğunu unutmayın ve zamanına saygı duyun. Hep derler ya siz hazır olduğunuzda size yol gösterecek bir öğretmen belirir diye. Siz yeterki yardım istemeye hazır olun.

Bahar>5-Kendinizi Ödüllendirin. Bir miktar parayı riske atarak kısa vadeli hedeflerinize ulaştığınızda kendinizi ödüllendirin. Örneğin, eğer hedefinize ulaştıysanız kenara koyduğunuz para ile kendinize bir ödül satın alabilirsiniz. Ancak, eğer ulaşamadıysanız, bu parayla rakip futbol klübünün formasını satın alın. Bu yayından önce erkek kardeşime mesaj attım. Karakteri gereği oldukça rekabetçi birisi ve koyu Galatasaraylı, sen hiç Fenerium’a giderek rakip takıma katkı olsun diye Fenerbahçe forması alır mısın dedim, elbette ASLA dedi. Galatasaray onun için bu derece güçlü bir motivasyon.

Aykan>Dolayısıyla kendisine şu hedefe ulaşırsam Galatasaray’ın şampiyonlar ligi maçını izlemeye yurt dışına gideceğim, hedefi tutturamazsam ceza olarak rakip takımın formasını satın alacağım diye bir ödül ceza sistem kursa emin olun o hedefi iki kere gerçekleştirir bundan o kadar eminim.

Aykan>Buna çok katılıyorum. İşin ucundaki ödül ve cezalar her zaman kamçılayıcı… Ben bunu çoğu zaman uyguluyorum. Ödül ve cezayı birisinden beklemiyorum kendi ödül ve ceza sistemimi yartıyorum. Her zaman işe yarıyor.

Bahar>5-Çalışma alanınızı kontrol altına alın. Çalışma ortamınızın gücüyle yeni alışkanlıklarınızı uygulamayı daha kolay hale getirin. Örnek olarak çalışırken başka bir ekibe yakın olmak sizin faydanıza olacaksa, onların yanına taşınmayı talep edin ya da gidin onların yanında çalışın. Yalnız çalışmak sizi başarılı kılacaksak yalnız çalışacağınız bir yer bulun. Çalışma ortamı alışkanlıklarınızı hayata geçirmek için kritiktir.

Aykan>Buna da katılıyorum, ben genelde tek çalışmayı seviyorum, bir iş yaparkende çok sıkı konsantre oluyorum, üniversiteden sonra çalıştığım bir şirkette bölümün fotokopi makinası benim masama yakında her çıktı almaya gelen bir sohbet açıyordu, hafta sonu gittim 1.50cm boyunda bir ağaç aldım onu ofise getirip masamın köşesine koydum çalışırken de onun arkasına doğru sandalyemi çektim, otomatik olarak insanlar beni görmedikleri için çıktıyı alıp işlerine geri dönüyorlardı.

Kapanış

Aykan>Evet bugünkü Podcastimizin sonuna geldik. Bu haftalık ve şimdilik bu kadar.

Aykan>Bu araştırmanın özet raporunu web sitemizden yani successprogramme.com Kaynaklar bölümünden indirebilirsiniz. Aynı zamanda hem kendinizde hem de diğerlerinde davranış değişikliği yaratma ile ilgili uzmanlaşmak isterseniz Influencer eğitimimizi inceleyebilir bilgi almak için bize mail atabilirsiniz.

Aykan>Bu yayın güzelmiş, acaba ben nasıl katkıda bulunabilirim diyenler patreon.com üzerinden bize küçük katkılarını iletebilir. Patreon patron kelimesindeki r ile o arasına bir e harfi ekliyorsunuz, slash böyle gitmez yazıyorsunuz ve oradan bize nasıl katkı iletebileceğinizi görüyorsunuz.

Aykan>Yok böyle güzel ben sadece dinleyeceğim diyenler bu yayını Itunes üzerinden, Spotify üzerinden, Soundcloud üzerinden takip edebilirler.

Ayrıca geri bildirimde ve önerilerde bulunmak isteyenler için bize ulaşabileceğiniz kanallar;

Whatsapp numaramız,

0533 608 79 79

E-mail adresimiz artik@böylegitmezz.com

LinkedIn, Youtube, Facebook, Twitter ve Instagram üzerinden Success Programme hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

Ve elbette

Bahar Şen

Aykan Raşitoğlu’nun

LinkedIn hesaplarından da bizlere ulaşabilirsiniz.

 

Paylaşmayı Unutmayın

bg-footer-banner

Download Free Employee Engagement Survey

Join over 240,000 people who already use the Employee Engagement Surveys.