Günlük hayatımızda pek çok kaba davranışla karşılaşabiliyoruz. Özellikle akıllı telefonlar hayatımıza girdiğinden beri eski tanıdık kabalıkların üzerine bir de dijital cihazların kullanımı ile ilgili duyarsızlıklar geldi. Biz bu tip kabalıklara dijital duyarsızlık diyoruz. Örneğin; restoranda yan masanızda yemek yiyen kişi cep telefonuyla çok yüksek sesle konuşuyor, yöneticiniz siz sunum yaparken e-maillerini okuyor, arkadaşınız sizinle sohbet ederken bir taraftan Whatsapp mesajlarını yanıtlıyor, sinema salonunda önünüzde oturan genç, film boyunca mesaj gönderiyor ve sürekli yanan ekran ışığıyla dikkatinizi dağıtıyor… Hatta bazen cenazeye gelen bir kişinin, cep telefonuyla tabutun fotoğrafını çektiğini görüyorsunuz. Liste böyle uzayıp gidiyor…Tüm bunlar dijital duyarsızlığa dair neredeyse her gün yaşadığımız örnekler.

İş ortağımız VitalSmarts’ın dijital duyarsızlıklar ve bunlara verilen tepkiler hakkında yaptığı bir araştırmada, katılımcıların   % 91'i dijital bir cihazın kullanılmasından kaynaklanan aleni duyarsızlıklar ile sürekli karşılaştığını belirtmiş.

Peki bu kadar fazla bariz ve sık olarak duyarsızlıkla karşılaştığımızda biz ne yapıyoruz? Araştırmaya göre, çoğumuz hiçbir şey yapmıyoruz! Sonuçlar, 10 kişiden sadece 1 kişinin bu duyarsızlıktan sorumlu olan kişiyle açıkça konuştuğunu gösteriyor. Çoğu kişi, davranışı görmezden geliyor ya da kötü kötü bakarak tepkisini ortaya koymaya çalışıyor veya mekanı terk ediyor.

İnsanlar aleni duyarsızlığı yapan kişilerle yüzleşmekten kaçınıyorlar, çünkü açıkça nasıl konuşabileceklerini bilmiyorlar. Aslında bu sessizlikleriyle karşı tarafı da haklı çıkarmış oluyorlar. Hiçbir şey söylemeyerek duyarsız ve kötü davranışlara sessizce onay vermiş oluyorlar. Eğer medeni ve nazik bir toplum olmak istiyorsak, kötü davranışları ele almak için saygılı davranmaktan ödün vermeden, aleni duyarsızlıklarla yüzleşebilme becerilerine acilen ihtiyacımız var.

Bu yazımda size dijital duyarsızlıklarla karşılaştığınızda açıkça konuşabilmeniz için size yardımcı olabileceğini düşündüğüm birkaç ipucu vereceğim:

1-Belirsiz, iğneleyici, ya da sözsüz olarak sadece tavırlarınızla tepkinizi göstermeye kalkmayın. Birine kötü kötü bakmanız, hissettiği rahatsızlıktan ötürü karşı tarafta çoğunlukla ya tepki ya da savunmacılık yaratır. Amacınız, karşınızdaki kişinin sizin ne kadar rahatsız edici olduğunuzu düşünmesi değil, suçlunun kendi davranışlarının ne şekilde rahatsız edici olduğunu düşünmesini sağlamak.

2-Sakin ve mutlak olmayan bir dilde konuşun. Daha yumuşak olan sesler daha az kışkırtıcıdır. Bu yaklaşım, karşınızdaki kişinin gururunu kurtarır ve suçluların da kendi söylediklerine dikkat etmelerini sağlar.

3-Konuşmayla ilgili nazik şekilde izin isteyin. Kusura bakmayın diyerek başlayın ve ardından talebinizi dinlemeleri için izinlerini isteyin.

4-Kişinin yaptıklarının doğal sonuçları onunla paylaşın. Karşınızdakine yaptığının doğal sonuçlarını açıklamadan, asla ondan bir talepte bulunmayın. Örneğin: ‘’Okumaya çalışıyorum ve odaklanmakta zorlanıyorum.” Dedikten sonra “Cep telefonunuzla biraz daha sessizce konuşur musunuz?’’ diye talepte bulunun. İsteğiniz onlara makul göründüğü zaman, insanlar bunu yapmak için daha fazla zorunluluk duyarlar.

5-Gülümseyin ama konuya odaklı kalın. Göz temasını koruyun, gerektiğinde sessiz kalın ve cevap vermelerine imkan verin. Agresif olmayın. 

6-Tüm bunlara rağmen aldığınız cevap yine de “Hayır” olabilir. Eğer bu cevap gelirse kabul edin. Durum uzun süre devam etmiyorsa veya konudan ötürü güvenliğiniz risk altında değilse, artık üstünde durmayıp, hayatınıza devam edin. 

Siz dijital duyarsızlıkla ilgili olarak neler yaşıyorsunuz? Bununla nasıl başa çıkıyorsunuz?  Alttaki form ile bizimle paylaşın.

İlginizi Çekebilecek Diğer Bloglar:

The Social Dilemma - Sosyal İkilem - Hayatı Yaşamak Yerine ''Beğeni'' Alma Bağımlılığı

The Social Dilemma-Sosyal Medyada Kritik Konuşmaları Yönetmek

Yöneticimle Nasıl Çekinmeden Açıkça Konuşurum

Değişmek İstemeyen İnsanları Nasıl Değiştirebiliriz ?

Vasat Performansla Başa Çıkmanın 3 Adımı