Çalışan bağlılığı anketlerinde müşterilerimizin en çok sorduğu sorulardan birisi karşılaştırma (benchmark) verisidir. Bu iyi bir sorudur çünkü karşılaştırma (benchmark) kuruluşunuzun doğru yolda olup olmadığını anlamak için hızlı bir yoldur. Buna ek olarak yöneticilere mevcut iş güçlerini, diğer kuruluşlarla karşılaştırdıklarında, hangi kulvarda olduklarını görmeleri açısından da imkan verir.
Mevcuttaki veri tabanımız kullanıcılara oldukça ilginç fikirler verecek kadar geniş olsa da, müşterilerimiz bazen kendilerini diğer firmalarla karşılaştırma (benchmark) konusunu kafalarına oldukça fazla takarlar. Başka firma ya da sektör verileri ile kendi verilerini karşılaştırarak, yöneticilerinin de moral açısından '' aşağı doğru çeken'' girdaplarda sıkışmalarına neden olurlar.
Karşılaştırma (benchmark) puanlarının faydalı olduğu şüphesiz, ama karşılaştırma (benchmark) konusuna çok fazla önem ve ağırlık verildiğinde bizler bu durumlarda kaygılanıyoruz. Çünkü bu durum çalışan bağlılığı anketi yapan firmaları asıl hedefinden uzaklaştırabiliyor. O halde karşılaştırmanın (benchmark'ın) bazı durumlarda neden fayda yerine zarar vereceğine dair birkaç sebebi gelin birlikte inceleyelim:
1-Benzemeye Değil İnovasyona Odaklanın:
Bench-marking temelde, inovasyona değil benzemeye odaklanan bir işlemdir. Benzemek ve inovasyon çoğu zaman bir arada pek de iyi işlemez. Elon Musk’ın gözlemlediği gibi, tek yaptığımız şey öncelikli mevcut durumumuza ve işleyişimize ince ayar vermek olduğunda, yaratıcılığın eli kolu bağlanır. Bugünün dünyasında şirketlerin üstel olarak büyümeleri, ince ayarlar yaparak, kopyalayarak, birine benzeyerek değil ancak inovasyonla mümkündür.
Ek olarak, karşılaştırmalar (benchmarklar) biz şirket olarak pek de özel bir şey yapmamış olsak bile, bizi yanıltıcı şekilde bir şeyleri başardığımızı düşünmeye itebilirler. Pazarda özel bir değer yaratmamış olduğunuz halde, yaptığınız bir karşılaştırma ( benchmak) şirketinizin sektör ortalamasının sadece 1 puan altında olduğunu gösteriyorsa, bu karşılaştırma (benchmark) size başarınızla ilgili doğru bir manzara yansıtmıyordur. Gösterdiği şey, ortalama bir iş çıkartan diğer firmalara benzer bir durumda olduğunuzun bir işareti de olabilir. Dolayısıyla karşılaştırmaların (benchmark'ların) yaratıcılığı ve inovasyonu bastırmamasına dikkat edin.
2-Gizli Sorunlar:
Karşılaştırmalarla (benchmark'larla) uğraşırken sadece görünen bir yelpaze içinde çalışırsınız. Oysa bir dış karşılaştırma (benchmark) verisi aracılığıyla asıl sorunlar ortaya çıkarılamaz. Dahası bağlılıkla ilgili gerçek bir algınız olmaz, çünkü yaptığınız karşılaştırma (benchmark) bağlılığın gerçek kriterlerini hiç ölçmemiş olabilir.
Dahası, karşılaştırmalar (benchmarklar) gözlemleyiciye tekil bir veri noktası sağlar. Tüm karşılaştırma (benchmarkların) zamanla ilişkili olduğu ve sadece geçmişe dair görüşler sunduğuna dikkat edilmelidir. Bu da bizim, bu kadar sınırlı bir bakış açısı sunan karşılaştırmaların (benchmarkların) genel anlamda işlevselliğini sorgulamamıza neden olur.
3-İnsan İnsandır:
Araştırma firması Gartner’ın belirttiği gibi, insanların bir iş yerinde nasıl davrandıkları sektörleri ve mekanları aşan bir konudur. Dolayısıyla, sektörel karşılaştırmaları (benchmarkları) miyop bir bakışla ele almak, bir kuruluşun kendisinin gerçekte olduğundan daha iyi, ya da daha kötü olduğuna inanmasına yol açabilir. Sektörel karşılaştırmalara (benchmarklara) fazla güvenmek, liderlik ekibinin diğer kuruluşların çalışanlarına ilham vermek ve rehberlik etmek için neler yaptıklarına değil, kendilerinin ne yapmadığına odaklanmalarına neden olur.
Sektörel rakipler genelde herkesten değerli bilgiler toplamak ve çalışmanın daha iyi yollarını bulmak yerine, birbirleri etrafında kümelenirler ve birbirlerini alt etmeye odaklanırlar. Sektörel karşılaştırmaların (benchmarkların), ağaçlardan ormanı göremeyeceğiniz klasik vakaya dönüşmesine izin vermeyin.
4-Nasıl Gelişmeli:
Karşılaştırmalar (benchmarklar), gözlemcilere nasıl gelişim sağlanacağına dair belirli bir yön vermezler zira karşılaştırma (benchmark) diğer liderlerin sonuçlara ulaşmak için attığı adımları göstermeyen sessiz bir veridir. Sessizlik, liderlerin diğer başarılı kuruluşların yüksek karşılaştırmalarda (benchmarklarda) yüksek puana nasıl ulaştığını merak etmelerine yol açar. Tahmin etmek cezbedici bir tuzak olabilir, eğlencelidir ama gelişmek için dikkatlice ve stratejik olarak yeni fikirler üretmek yerine, diğerlerine benzer sonuçları umarak bir dene-yanıl sürecine girilmesine yol açabilir.
5-Veri Kalitesi:
Bir karşılaştırma: (Benchmark) Normalde örnekleminin hacmi, soru kalitesi, araç güvenilirliği ve diğer istatiksel en iyi uygulamalara dair bilgileri bize vermez. Karşılaştırma (Benchmark) (güçlü ya da zayıf) çoğunlukla da çalışan bağlılığının görüntüsünü hatasız olarak ortaya koyan bir çalışmanın değil, bir veri toplama sürecinin sonucudur.
6-Ödünç Alınan Fikirler:
Bir kuruluşu izlemek, ona liderlik etmek ve yönetmek bir sistem dahilinde olur, yani bu birbirine entegre olmuş pek çok süreçten ibarettir. Diğer şirketlerde görülüp ödünç alınan tekil yönetim uygulamaları, bir kuruluşun mevcuttaki liderlik felsefesine veya kültürüne iyi bir şekilde entegre olmayabilir. Bu sebepten dolayı tekil yönetim fikirlerini ödünç alıp, uygulamak, istenmeyen ve hatta negatif olabilecek sonuçlara yol açabilir.
7-İşletmenizi Tanıyın:
Karşılaştırmalar (Benchmarklar) işletmenizi tanıyıp anlamanızı sağlar mı? Yanıt elbette hayır. Karşılaştırmalar (Benchmarklar), geçmişe dönük ve şirketinizin temel hedeflerinin etrafındaki karışıklığı ve sürtünme noktalarını anlayamayacak anlık görüntülerdir.
8-Veriye Kimler Dahil:
Karşılaştırmalar (Benchmarklar), normalde karşılaştırma (benchmark) profilinin nasıl yapılandırıldığını size söylemezler. Hangi şirketler dahil? Veri ne kadar eski? Dış pazardaki arz talep, örneğin ulusal veya yerel emlak fiyatlarındaki düşüş, karşılaştırmayı (benchmarkı) etkiledi mi? Karşılaştırmaya (Benchmarka) dahil olan bir şirketin başarısı aslında şanslı mıydı? Tüm bu konular, karşılaştırmanın (benchmarkın) genel işlevselliğine belirsizlik katar.
ÇALIŞAN BAĞLILIĞI ÖRNEK ANKET REHBERİ
Daha büyük, her zaman daha iyi demek değildir.
Dış karşılaştırmalara (benchmarklara) aşırı güven yerine, daha iyi olan yol; dış karşılaştırmaları (benchmarkları) genel yönü değerlendirmek için bir scorecard olarak kullanmak ve öncelikli olarak iç karşılaştırmalara (Benchmarking'e) odaklanmaktır. İç karşılaştırma (Benchmarking), istatiksel değerlendirme yaptığınız bir dönem ile diğer bir dönemin karşılaştırmasını sağlar. İç karşılaştırmalar (benchmarklar), ivme, trendler, düşüşler ve temel farklar gibi konularda gözlemciye bilgiler verir. En önemlisi ise, bir liderin kendisine şu stratejik soruyu sormasına yardımcı olur: “Şirketimizdeki bir grup çalışan, neden diğer çalışanlardan farklı bir çalışan deneyimine sahip?” Bu soru tek başına, sorabileceğimiz tüm diğer sorulardan daha fazlasını işletmenize sağlar. İnsanların neyi iyi veya kötü yaptıklarına dair konuların detaylarına inmeleri için liderlere yardımcı olur. Liderlerin, diğer şirketlerin geçmişte ne yaptığına dair bir miktar ipucu veren sektörel (karşılaştırmaların) benchmarkların etrafında dolanıp durmaları yerine, kendi çalışan deneyimlerini sahiplenmelerini sağlar.
Evet, karşılaştırmalar (benchmarklar) kesinlikle faydalıdır ve modern yönetim uygulamalarında bir yerleri vardır. Ancak, iş çalışan bağlılığına ya da genel çalışan deneyiminize dair konulara geldiğinde, sizin kendi kuruluşunuzun verilerine ve işyeri kültürünüze odaklanmanız, dış karşılaştırmaları (benchmarkları) kullanmanızdan çok daha değerlidir.
Asıl hedefiniz gelişim ve inovasyondur, sadece başka birinden daha iyi olmak değildir. Geliştiğinizde ve içe odaklandığınızda gerçek memnuniyet oluşur. Elon Musk’ın öğrettiği gibi: Çözümler hakkında farklı ve yaratıcı düşünmek için kendinizi özgür kılmak yerine sürekli olarak bir başkasının ne yaptığına odaklanırsanız gerçekten inovasyon yapamazsınız.