The Success Programme Blog

Birisini Nasıl Affedersin

Written by Bahar Sen, Kurucu Ortak | 04.Ara.2018 07:47:47

Sevgili Bahar,

Derin bir kırgınlığın giderilmesinde, kendisinden özür dilenen kişinin de bir sorumluluğu var mıdır? Sekiz yıldır erkek kardeşimIe aramız açık. Büyük bir kavga etmiştik (ne olduğunu kimse hatırlamıyor). Canımı çok yakan bazı kelimeler sarf etti. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra üstünkörü bir özür diledi. Ben de gönülsüzce affettim. Fakat hâlâ gerçek bir ilişki kuramadık. Benim bu duruma ilgili yapmam gereken başka bir şey var mı?

İmza, 

İç Çatışma



Sevgili İç Çatışma, 

Kardeşinle aranızdaki yabancılaşma ve duyduğun acı için üzgünüm. Sekiz yıl, kaybedilen uzun bir zaman. Sen de bu kayıp hissini yaşıyor olmalısın, yoksa bana yazma zahmetine girmezdin. Umarım önereceğim şeyler aranızın yeniden ısınmasını sağlar.

Söylediklerini tekrarlamak gerekirse, bir başkasını affetmek için sana düşen sorumluluğun ne olduğunu soruyorsun. İlginçtir ki, bunu yaparken, affetme süren ile senden dilenen özrün kalitesi arasında bir ilişki olduğunu ima ederek soruyorsun. Bir başka önemli ayrıntı daha veriyorsun: Baştaki meselenin ne olduğunu “kimse hatırlamıyor.” En sonunda da, senin affının kardeşinin özrü kadar yüzeysel olduğunu belirtiyorsun.

Bence affetmenin riskli olduğu zamanlar vardır. Seninki öyle bir şey değil. Eğer husumet beslemeye devam etmek, fiziksel veya duygusal açıdan seni tehlikeli durumlardan korumaya yardımcı olacaksa, affetmek elbette risklidir. Sınırlarını korumakta zorlanan kişiler, genellikle affetmeyi müsaade etmekle eş tutarlar. Kırgınlık duygusundan vazgeçmeyi, güvenli mesafenin yok olması olarak görüp, bunun da diğer kişilerin kendilerini tekrar kırmaları için izni vermek anlamına geldiğini düşünürler . Baştaki kırgınlığın sebebini hatırlayamaman, bana bunun affetmenin riskinden daha çok gücenmişlikle ilgili olduğunu düşündürüyor. Sana haksızlık edildiğini düşünmüşsün ve sana karşı adaletsizlik yapıldığı duygusunu zaman içinde büyüterek, bunu kardeşinin yaptığı kusurdan daha büyük bir hale getirmişsin.

Bu değerlendirme doğruysa, şunları öneriyorum:

1. Affetmek, kendine yeni bir hikâye anlatmanın doğal bir sonucudur. Başkaları ve kendimiz hakkında farklı düşünmeden farklı hissedemeyiz. Affetmek güçtür, çünkü olup bitenler hakkında kendimize anlattığımız hikâyeye takılıp kalmışızdır. Başkalarının kötülüğü ve kendi erdemliliğimizle ilgili kafamızdaki resme tutunduğumuz sürece, öfkemizi ve hüsranımızı ahlaken haklı buluruz. Esirgediğimiz şefkat nedeniyle, diğer kişinin ‘’çektiğini umduğumuz’’ acıdan zevk alırız, çünkü huysuz bir şekilde, acı çekmenin ona müstahak olduğunu ya da onun için bir öğrenme deneyimi olduğunu düşünürüz. “Belki de,” deriz, “bu karşılıklı ıstırap sayesinde hatasını görür ve daha iyi bir insan olur. Ona hayatını değiştiren bu deneyimi sunduğum için harika bir insanım!” Kendi hatalarımızı ve karşımızdakinin erdemlerini bilinçli bir biçimde değerlendirmeden affetme ihtiyacı duymayız. Oysa bu sancılı ama harika yöntemi uygulamaya başladığımızda, içimizdeki buzlar erimeye başlar. Bu süreç kendiliğinden sonlanana dek devam ettiğimiz takdirde, bağışlama duygusu kaçınılmazdır. Duygularını değiştirmenin yolu, hikâyeni değiştirmekten geçer. Bugün, aradan geçen sekiz yılda kardeşinle ilişkinin bozulmasına katkıda bulunan tüm davranışlarını listeleyerek, affetmeye doğru bilinçli adımlar atabilirsin

 

2. Gerçekte ne istediğini belirleyerek, olumsuz düşüncelerine meydan okursun. Kendi hikâyeni sorgulamak, madem bu kadar sancılı bir süreçse, o zaman herhangi bir kişi bunu neden yapsın ki? Bunu ancak güdülerimiz değiştiği zaman yapabiliriz. Bu nedenle Crucial Conversations’ın ilk prensibi Kalpten Konuşmaktır. Güdülerin değiştiğinde, davranışın da doğal olarak değişir. Affetmekte zorlanan insanlar, kendilerini ve karşılarındaki kişiyi başka bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmenin zahmetinden uzak durarak, kendilerini haklı çıkaran hikâyelere takılıp kalırlar. Üzücüdür ki, hikayemizin yanlış olduğunu ortaya çıkaran en önemli şey, ilişkinin gerçekten kaybedildiği anlaşıldığı an yaşanan keskin acıdır. Bu kayba son vermeye hazır mısın? Gerçekten ne istiyorsun? Nitelikli bir özür mü? Yoksa kardeşinle bir ilişkin olmasını mı? Birini elde etmek için diğerini feda etmeye hazır mısın? Gücenikliğinden vazgeçme fikri bile seni paniğe sürüklüyor mu, bir bak. O panik duygusu, korkudan titreyen egonun ta kendisidir. Bu da iyi bir şey. İşte şimdi “Haklı” olmanın, mutlu olmaktan daha önemli olmadığına karar veriyorsun.

Affetme süren ile kardeşinin özrünün kalitesini kıyaslamana dikkat çekmiştim. Bu ikisinin arasında pek de bir bağlantı yok. Affetmeye karar verdiğin an affedebilirsin. Kendi hikâyeni gözden geçirip, güdülerini değiştirdiğin zaman, zaten buna karar vereceksin.

Kardeşinle yeniden ilişki kurarken mutluluklar dilerim.

İmza, 

Bahar

 

Bu becerileri geliştirmek mi istiyorsun? Yakınındaki Crucial Conversations eğitimlerinden birine katıl.