Sevgili Joseph,
Ben sivil toplum örgütlerine danışmanlık veriyorum. Geçenlerde çalıştığım bir grupta, sürekli kendi gündemini dayatmaya çalışan bir kadın katılımcı vardı. Öyle baskıcıydı ki, ilerlememizi sekteye uğratıyordu. Ona nazikçe, fikirlerine sıkı sıkıya sarıldığını ve bundan vazgeçmeye hiç yanaşmadığını söyledim. Bunu hepimizin zaman zaman yaptığını söyleyerek, kendisini başkalarının fikirlerine de biraz olsun açmasını istedim. O andan itibaren sessizliğe gömüldü. Sonradan yanına gidip ona nasıl olduğunu sorduğumda, bana çok kırıldığını söyledi. Onu dışlayarak utandırmışım.
Özür diledim, ancak şunu da ekledim: Güçlü fikirlere sahip olduğumuz zaman bazen başkalarının fikirlerine alan açmayı ihmal ederiz. Ona ayrıca bu durumu başka türlü nasıl ele alabileceğimi de sordum. Bundan sonra kimseyi parmakla göstermeyip, gruba genel olarak seslenmemi önerdi. Oysa nu bana ikiyüzlülük gibi geliyor.Bir bireyin mahcup olmasına sebep olmadan tüm gruba hizmet edebilmek için ne yapmam gerekirdi?
İmza,
Kolaylaştırıcının İkilemi
Sevgili Kolaylaştırıcının İkilemi,
Sorunuz beni zamanda geriye götürdü. Bir zamanlar, katılımcınızın önerdiği taktiği kullanan bir kimya hocam vardı. 200 kişilik koca bir derslikte, ders sırasında arkadaşımla şakalaşıyorduk. Hoca aniden dersi kesip, Harry Potter’daki Profesör McGonagall gibi buyurgan bir sesle şöyle dedi: “Derslerimde soytarılık yapmak kabalıktır ve kabul edilemez!”
Hoca kimi kastettiğini biliyordu. Sınıftaki herkes biliyordu. Hatta herkes dönüp bizim ne tepki vereceğimize baktı. Arkadaşımın suratı kıpkırmızı olmuştu. Eminim benimki de farklı değildi.
Ben “kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” şeklindeki geri bildirimlerin samimiyetsiz, manipülatif ve etkisiz olduğunu düşünüyorum. Samimiyetsizler, çünkü esasında düşündüğünüz şeyi söylemiyorsunuz. Manipülatifler, çünkü birinin davranışını, o davranışı güdüleyen şeyi dikkate almaksızın hizaya sokmaya kalkışıyorsunuz. Genellikle de etkisizler, çünkü diyalog ve sorun çözmenin yerine monoloğu koyuyorlar.
KRİTİK KONUŞMALAR
Burada gerçek mesele, kadının utanmış olması. Esas soru ise şu: Bir grupta bir yandan insanların mahcup olma ihtimalini asgariye indirirken bir yandan da samimiyet için gerekli koşulları nasıl sağlarsınız?
İşte birkaç öneri:
2. İzin isteyin. Koçluk, davetli yapıldığında kışkırtıcılığı azalır. Hataları normalleştirme girişiminizin arkasından, katılımcılara gerçek zamanlı koçluk sunmak konusunda izinlerini isteyin. Mesela, gruba şöyle sorabilirsiniz: “Bu davranışlarla karşılaştığımızda -çünkü karşılaşacağımız kesin- ne yapmamı tercih edersiniz?” Ya da, “İhtiyaç olduğunda tartışmayı kesip size kişisel koçluk vermeme izniniz olur mu?” Sonra da her katılımcının onayını alın. İnsanlar, geri bildirimi kendi belirledikleri koşullarda aldıklarında daha az savunmacı davranırlar. Acı algısıyla ilgili araştırmalar, aniden ve habersizce acı hissetmek yerine acının zamanını hastanın kendisi seçtiğinde, hissedilen acının azaldığını göstermektedir. Fiziksel acı için geçerli olan şey, duygusal acı için daha da geçerlidir.
3. Ufak ufak ve erkenden başlayın. Son olarak, kolaylaştırıcılığınız sırasında hızlı geri bildirim verilmesini kural haline getirin. Bunu yapmak, gruba, geri bildirimin, tehditkâr ve nadir bir şey değil, sağlıklı ve normal bir şey olduğunu gösterir. Muhtemelen grubunuzdaki kadın, her şeyden çok onu diğerlerinden ayırmanıza kırılmıştır ve bu durum ona bir ihlal gibi gelmiştir. Bütün bunlar bir yana, savunmacılık bir seçimdir. İnsanların bir takım olayları üstlerine alınmayı seçmelerini engelleyemezsiniz. Bazı insanlar içlerinde öyle büyük bir utanç taşırlar ki, en becerikli kolaylaştırıcılar dahi onların her şeyi kişiselleştirme eğilimini kıramaz. Ancak, bu basit araçları kullanarak, bu durumu onlar için daha kolay hale getirebilirsiniz.
İyi şanslar!
Joseph