12 Ekim 2019

15.Bölüm- Açık Konuşmaktan Korkan Çalışanlar

 

 

   

Tam Konuşma Metni

Tamamını Gör

Merhaba ben; Bahar Şen.

Merhaba ben; Aykan Raşitoğlu.

Böyle Gitmez Podcast serimizin 15. yayınına hoş geldiniz. Bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz.

Misyon

Aykan>Bu Podcastimizde; çalışanların, yöneticilerin, tedarikçilerin, şirketlerin yani işverenlerin kabul edilemez davranışları ve yaklaşımları sonucu, kurumsal hayatta oluşan depresyonu ele alıyor ve artık böyle gitmez diyoruz. Sadece böyle gitmez demiyoruz aynı zamanda her hafta çözüm yollarını sizlere aktarıyoruz.

Geçtiğimiz Haftanın Özeti

Aykan>Geçtiğimiz haftaki bölümde şirketlerde bir türlü yapılamayan açık konuşmalardan bahsetmiştik. Facebook’un 1.700 kişiden 25.000 kişiye çıktığı yani en hızlı büyüdüğü dönemde eğitim ve gelişim yöneticisi olan Mike Rognlien’in yorumuyla Facebook’ta bu açık konuşma kültürünün nasıl oluşturulduğunu ve korunduğunu değerlendirmiştik. O yayın Itunes’da, Spotify’da, Soundcloud’da yerini aldı. Her zaman olduğu gibi yayının ardından gelen tüm yorumlar için teşekkür ederiz.

Aykan>Bahar dinleyicilerimize bu hafta ne hakkında konuşacağımızdan bahseder misin?

Bu Haftanın Konusu

Bahar>Bu hafta korku hakkında konuşacağız.

Aykan>Ooo psikolojiyemi giriyoruz, orası bizim alanımız değil ben o topa girmem.

Bahar>Yok yok merak etme korkudan bahsedeceğiz ama işin psikolojisine inmeden önemli bir korkumuzu konuşacağız, nedir o? hemen söyliyeyim, birisiyle kritik bir konuşma yapmaktan, açıkça konuşmaktan korkuyoruz ve bu ele alınması gereken ciddi bir konu.

Aykan>Doğrusunu söylemek gerekirse ben insanların açıkça konuşmamasını hayatım boyunca anlayamamıştım, genellikle açık konuşurum, hatta bazen fazla açık konuşurum ve açık konuştuğumda bundan çoğunlukla zarar gördüğüme inanırım. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar hesabı. O yüzden korkup konuşmayanlara hak veriyorum. İnsanı söylediğine söyleyeceğine pişman eden bir kesim var aramızda, o yüzden insanlar korkuyordur.

Bahar>Aslında asıl zorluk açık konuşmaktan çok açık konuşmalara verilebilecek tepkilerden dolayı endişe ederek susmanın iyi bir karar olduğunu düşünmek ile ilgili. Yani insanlar açık konuşmanın riskini düşünüp sustuklarında aslında açık konuşmamanın risklerini hesaba katmıyorlar. Sen her ne kadar açık konuşmaktan dolayı zarar görüyorum desen de, asıl açık konuşmamak ve kritik konuşmaları yönetememek bireylerin ve kurumların önündeki en büyük engellerden biri. Hem bireyler hem de kuruluşlar bundan dolayı dudak uçuklatacak kadar büyük maddi manevi zarar görüyor. O yüzden de bu konunun tüm detaylarıyla incelenmesi, açık konuşma yetkinliğinin kazanılmasını çok önemsiyoruz. Bugünkü insanlar neden kritik konuşmaları yapmaktan korkuyor ve bu nasıl aşılabilir üzerinde konuşacağız. Bununla ilgili olarak iş ortağımız VitalSmarts’ın yaptığı bir araştırmayı temel alacağız. Sen şeytanın avukatlığına soyundun az önce ama seni hemen o rolden çıkartayım, araştırmacı kimliğine geri döndüreyim, dinleyicilerimize bu araştırmadan bahseder misin?

Aykan>Peki. İş ortağımız VitalSmarts’ın 990 kişiyle yaptığı bu araştırmaya göre, çalışanların % 70'i yöneticileri, iş arkadaşları ya da astlarıyla şu ya da bu şekilde kritik bir konuşma ile karşı karşıya kalıyor. Yani kritik konuşmalar yapma gerekliliği hayatımızın bir parçası. Ama buna rağmen senin de söylediğin gibi bu konuşmaları mümkün olduğunca erteliyorlar. Bazen de hiç yapmıyorlar.

Aykan>Araştırmaya göre, çalışanların zor bir konuşma yapmaktan korktuğu ya da çekindiği bir numaralı kişi ise yöneticileri ve bu zor konuşmaların en yaygın olanı da kötü davranış sergileyen yöneticiler ile bu konuyu doğrudan konuşamamak.

Bahar>Çok şaşırdım… Ben de Türkiye’de çalışanların patronun odasına girip yöneticisine hey Aykan seninle açık bir şey konuşmam lazım diyip derdini söylediğini düşünüyordum. Bu çok tanıdık bir şey aslında. Neyse konuyu dağıtmayayım. Peki kötü davranış hakkında konuşmak derken ne kastediyorsun?

Aykan>Yöneticinin sergilediği kötü davranışlar hakkında konuşmak. Mesela adam tutarsız, bugün a dediğine yarın işine geldiği için b diyor. Bunları yöneticinize doğrudan söyleyememek, onun yerine başkalarına söylemek! Mesela diğer iş arkadaşlarınıza, ya da daha üst bir direktöre, yöneticinizin kötü bir lider olduğunu ve yaptıklarının şirkete uzun vadeli zararlar verdiğini söylemek zorunda kalmak gibi… Bu arada o direktörde gider bunu sizin yöneticinize söyler, senin çalışanın böyle dedi diye, o yöneticide seni doğduğuna pişman eder bir daha konuşmamaya yemin edersin. O yöneticide bugün a dediğine yarın b demeye devam eder hatta bir de bunu sana karşı zafer kazanmış yapmaya devam eder.  

Bahar>Ama bu dediğin bizim bildiğimiz dedikodu! Burada çalışanda çok haklı değil öyle değil mi? konunun muhattabı olan doğru kişi ile konuşmak yerine yanlış kişilerle konuşmayı yapmak daha kolay daha güvenli gibi geliyor galiba insanlara! Ne dersin?

Aykan>Evet böyle de söylenebilir! Mesela yöneticinize onun gerçekleri söylemediğini düşündüğünüzü açıkça söylemek. Ya da işe her sabah kendisi geç geldiği halde çalışanlara bu konuda vaazlar vererek iyi bir rol model olmadığını söylemek. Suya sabuna dokunmamak adına diğer departman yöneticilerine mavi boncuk dağıttığını işlerin bu yüzden aksadığını söylemek…Omurgasız davrandığını hatta bazen etik davranmadığını söylemek… kolay değil aslında bunları söylemek, gerçi kolay da kritik konuşmalar tekniklerini bilmeyenler için kolay değil. Hal böyle olunca insanlar başkaları ile konuşmayı daha güvenli buluyor, bu da şirketleri toksit ortamlar haline getiriyor.

Aykan>Yapılan araştırmanın sonuçlarıda zaten bu söylediğimi doğruluyor, katılımcıların yaklaşık %70'i yöneticileri, iş arkadaşları veya astlarıyla bu zor konuşmaları yapmaktan kaçındığını söylüyor. Bu arada altını çizmek istiyorum, sadece yöneticileri ile değil, hem iş arkadaşları hem de astlarıyla. Yani özetle sessiz kalmayı tercih ediyorlar.

Bahar>Hangi zor konuşmalardan özellikle kaçınılıyor biraz daha çeşitlendirsek?

Bahar>Araştırmaya göre 4 tane konu hakkında konuşmakta zorlanıyorlar.

Aykan>Birincisi: Yöneticilerin kötü davranışları hakkında konuşmakta zorlanıyorlar. Bundan zaten bahsettik.

Aykan>İkincisi: Sevimsiz davranışlar hakkında konuşmakta zorlanıyorlar. Mesela “İş arkadaşınız özel hayatınıza müdahale ediyor olabilir. Örnek olarak çocuklarınızı yetiştirme şeklinize, hatta çocuklarınızın hayat tarzına eleştiride bulunuyor olabilir. Kızınızın giyim tarzını uygun bulmadığını söylüyor olabilir. Ya da özel hayatınızı, neyi kaça aldığınızı, malınız mülkünüzü sorgulayabilirler. Siyasi görüşünüz veya hayat tarzınız ile ilgili sizi yargılayabilirler. Bu Sevimsiz davranışlar uzar gider.

Aykan>Üçüncüsü: Size karşı suçlayıcı davranışta bulunanlarla bu konu hakkında açıkça konuşmak. Ankete katılan bir kişi “Şirketteki üst düzey bir yönetici, imzalamış olduğu belgeyi sonradan değiştirdin mi?diye söyleyerek beni töhmet altında bıraktı” demiş.  Ben bunun örneklerini çok yaşadım. Mesela yöneticiyi bir konuda uyarırsın, seni dinlemez, hatta karşı çıkar, sonra o iş sarpa sarar, bir bakarsın sorumluluğu almak yerine seni suçluyor ve seni sorumlu tutuyor. Bazı yöneticilerle çalışırken ses kayıt cihazı ile her söylediğini kayıt altına almak lazım çünkü rahatlıkla ben öyle demedim sen öyle anlamışsın diyerek işin içinden sıyrılıyorlar.

Aykan>Hadi dördüncü zor konuşma türünden de sen bahset. Ben çok konuştum.

Bahar>Dürdüncü: Yöneticilerin de en zor yaptığı konuşmalardan birisi Performans değerlendirmesi konuşmaları! Ankete katılanların %38’i tartışılması en zor olan konuların tutulmayan sözler, ihlal edilen beklentiler veya yeterlilikle ilgili yöneticilerin duyduğu endişeler olduğunu söylüyor.

Bahar>Mesela astınız olarak çalışan bir kişiye yaptıklarının/eylemlerinin diğer çalışanlar tarafından pek iyi karşılanmadığını ve bu yolda devam ederse, güvenilirliğinin zarar göreceğini açıklamak zorunda kalmak. Ya da performansının çok iyi olduğunu düşünen bir kişiye geliştirmesi gereken alanları işaret etmek.” gibi.

Bahar>Sorun sadece bu konuşmayı yapmaktan çekinmek değil. Bu çalışmada ortaya çıktı ki; çalışanların % 34'ü zor bir konuşmayı yapmayı en az 1 ay boyunca erteliyor ve % 25’de konuşmayı bir yıldan fazla bir süre erteliyor. Yüzleşmekten kaçmanın en yaygın yöntemleri; ilgili kişiden fiziken kaçınmak, konunun etrafında lafı dolandırmak ve hatta işten ayrılmak bile var!

Aykan>Yani insanlar konuşmak yerine terk etmeyi mi tercih edebiliyor?

Bahar>Evet zor konuşmalar bu kadar zor gelebiliyor! Dahası, bu konuşmalar sadece zor değil, aynı zamanda yıkıcılar. Ankete göre, zor bir konuşmayı yapabilme yetkinlikleri konusunda “yeterince kendine güvenmeyen’’ kişilerin % 59'unun iş yerinde düşük verimlilik gösterme olasılığı daha yüksek, % 96'sının moralinin düşük olma olasılığı daha yüksek ve % 86'sının kötü bir çalışma ortamında olma olasılığı daha fazla.

Aykan>Takipçilerimiz artık bu programın formatını bilsede bizi yeni dinlemeye başlayanlar için şunu tekrar hatırlatalım. Biz bu Podcast serimizde sadece sorunları ele almıyor aynı zamanda basit pratik uygulanabilir çözümleri de sizlere sunmaya gayret ediyoruz… Bu yüzden hadi bakalım ‘’zor konuşmaları’’ Ele almak için dinleyicilerimize bazı ‘’ipuçları’’ verelim:

Bahar>1.Böyle bir konuşmayı yapmaya karar verdiyseniz, mutlaka yüz yüze ve özel olarak konuşun. E-mail veya telefona sığınarak korkup kaçmayın. Gerçi e-mail ve telefon alışkanlığı dramatik şekilde azaldı. Günümüz mesajlaşma dönemi. Dolayısıyla konuşmayı Whatsapp üzerinden emojiler ile sakın yapmayın.J Bu kolayınıza gelebilir ama sonuç vermez. Kritik konuşmalar yüz yüze yapılır. Nokta.

Aykan>2.Diğer kişileri kafanızın içinde yargılayıp mahkum etmeden önce onlardan en iyisini umun. Belki de ne yaptıklarının farkında değiller. Konuşmaya kızgın bir iş arkadaşı yerine öğrenmek isteyen meraklı bir arkadaş olarak başlayın. Bu karşınızdaki kişiye onu anlamaya çalışan ılımlı bir insan mesajı verir. Kafanızda o insanı zaten mahkum ettiyseniz, siz söylemesenizde vücut diliniz bunu karşıya geçirir. Bu da konuşmanızın sağlıklı ilerlemesini engeller.

Bahar>3.Kesin olmayan bir dil kullanın. Sorunu “Asıl niyetinizin bu olduğunu düşünmüyorum...” diyerek veya “Farkında olup olmadığınızdan emin değilim...” diyerek konuyu tarif etmeye başlayın. Kesin dil bazı kişilerde rekabeti tetikler ve bir anda tartışma alevlenir. Bazen sırf siz bu böyledir dediğiniz için tam tersini savunmaya başlayan insanlar görürsünüz. O yüzden kesin olmayan bir dil sizin bu çukura düşmenizi engeller. Sadece siz a dediğiniz için b diyecek ve bunun etrafında sabaha kadar tartışacak o kadar çok insan var ki etrafımızda o yüzden bu konuyu iyi yönetmelisiniz.

Aykan>4.Sonuçları değil gerçekleri paylaşın. Varsayımlarınız işi zora sokar. Aynı zamanda karşınızdaki kişide savunmacı bir tutum da yaratırlar. “Son iki toplantıda önerime güldünüz. Benimle alay mı ediyorsunuz? demek yerine, insanların aynı fikirde olmamalarını beklerim ama neden güldüğünüzü anlayamadım?” diyebilirsiniz. Belki alay etmiyordur, o sırada sosyal medyadan gelen bir video ya gözü takılmış ve gülmüş olabilir. Kim bilir?

Bahar>5.Diğer kişilerin görüşlerini isteyin. Ardından, bu sorunu onların sizden farklı görüp görmediğini sorun. Artık kötü davranış hakkında sağlıklı bir konuşma yapmak için hazırsınız.

Aykan>6.Eşit muamele gösterin. Bu beceriler hem yöneticiler hem de iş arkadaşları için geçerlidir. Herkese, saygınızı hak eden, makul ve rasyonel bir kişi gibi davranılmalısınız.

Bahar>Hemen yarın bu bilgiler ışığında susmak yerine açık konuşmaya başlayabilirsiniz. İlk seferde en mükemmeli olmayabilir ancak denedikçe göreceksiniz ki açık konuşmak susmaktan daha az riskli.

Kapanış

Aykan>Bugünkü Podcastimizin sonuna geldik. Bu haftalık ve şimdilik bu kadar.

Aykan>Bu yayını Itunes üzerinden, Spotify üzerinden, Soundcloud üzerinden takip edebilirsiniz.

Bize ulaşabileceğiniz kanallar;

Whatsapp numaramız,

0533 608 79 79

E-mail adresimiz artik@böylegitmezz.com

LinkedIn, Youtube, Facebook, Twitter ve Instagram üzerinden Success Programme hesaplarımızı takip edebilirsiniz. Bu hafta itibari ile Podcast yayınımız Böyle Gitmez’i ayrı bir sosyal media hesabı olarak yönetmek yerine şirketimiz Success Programme’ın sosyal medya hesapları üzerinden sizlerle paylaşmaya başlayacağız..

Elbette,

Bahar Şen

Aykan Raşitoğlu’nun

LinkedIn hesaplarından da bizlere ulaşabilirsiniz.

 

Paylaşmayı Unutmayın

bg-footer-banner

Download Free Employee Engagement Survey

Join over 240,000 people who already use the Employee Engagement Surveys.