Sevgili Emily,
Bana öyle geliyor ki, Kritik Konuşmalar eğitiminde öğrendiklerimizin çoğu, hayattaki değerlerle ilgili benzer dünya görüşüne sahip insanların durumları için geçerli sanki. İki kişi arasında temel bir fikir ayrılığı varsa yani farklı değerlere sahiplerse, bu kişiler için Kritik Beceriler nasıl bir çözüm olabilir ki? Karımla ben henüz emekli değiliz, fakat emeklilik ikramiyemizi nasıl değerlendireceğimizi konuşurken, karım hep hemen harcamaktan yana oluyor. Bu parayı harcamanın vereceği hazzı ertelemek hiç ona göre değil. Zaten yaşlılığını göremeyeceğini düşünüyor (bunu düşündürecek hiçbir sağlık sorunu olmadığı halde).
Bense seksen beşimde bir gün uyanıp, cebimde tek kuruş kalmadı diye çalışmaya mecbur olmak istemiyorum. Bu konuyu mantıklı bir şekilde çözemiyoruz; duygusal tarafıysa ilişkimize zarar vermeye başladı. Bence kritik beceriler sadece belli kişilerde işe yarıyor. Yanılıyor muyum?
Sevgili Boşlukta,
“İki kişi arasında temel bir fikir ayrılığı varsa nasıl bir çözüm olabilir ki?” Ne kadar güçlü, yürekten bir soru. Sorunuzu okurken, “ilişkimize zarar vermeye başladı” sözcüklerindeki bütün o duyguyu, kalp ağrısını ve yoğunluğu düşündüm. Benim en kıymet verdiğim ilişkileri ve sevdiklerimle fikir ayrılığına düştüğüm o karanlık zamanları aklımdan geçirdim. Böyle zamanlarda yaşanan hüsranın üstünü örten o acıyı inceden inceden hissettim. Şüphenizi dürüstçe ifade ettiğiniz için teşekkür ederim. Kritik beceriler gerçekte ne kadar işe yarayabilir? Bizi ne kadar ileriye götürebilir? İlişkilerimizi ne kadar iyileştirebilir?
Cevabım şu: Bizim izin verdiğimiz kadar. Kritik beceriler, bizim izin verdiğimiz kadar işe yarar, bizi o kadar ileriye taşır ve ilişkilerimizi o kadar iyileştirirler. Bizi sınırlayan, beceriler değildir. Biz kendi kendimizi sınırlarız.
Şimdi, kritik becerilerin dünyadaki bütün anlaşmazlıkların, umutsuzlukların ve yıkımın çaresi olduğunu iddia edecek kadar saf değilim. Ancak şunu biliyorum ki, çoğu zaman bizi çözüme ve sonuçlara ulaşmaktan alıkoyan, beceri eksikliğimiz değil, buna gönülsüz oluşumuzdur. Kısa bir örnek verip tekrar sizin durumunuza geri döneceğim.
Birkaç hafta önce arkadaşım ve aynı zamanda Uzman Eğitmen’lerimizden Justin Hale, bana kritik becerilerin açık bir yürekle birleştiği harika bir örnek aktardı. Derslerine katılan eğitmenlerden biri, onunla kritik becerilerle ilgili tecrübesini paylaşmıştı. Bu adam, Crucial Conversations eğitimini daha adı Crucial Conversations bile değilken almıştı! On yılı aşkın zaman önce, o sırada ismi Path of Dialogue olan eğitime katılmıştı. Eğitimde, kalpten konuşmak, ortamı güvenli hale getirmek ve niyetini ifade etmek gibi değişmez ilkeleri öğrenmiş; bu becerileri kendi hayatında da yürürlüğe koymuştu. Kritik beceriler konusunda bir sürü başarı elde ettiği halde ailesiyle arasını düzeltememişti.
Bu genç adam, çok muhafazakâr Hıristiyan bir ailede büyümüştü ve ailesi onun eşcinsel oluşunu kabullenememişti. Aralarındaki ilişki yıllardır gergin, sancılı ve asgari düzeydeydi. Bu ilişkide her iki taraf da acı çekiyordu. Bu mesele, tam da tarafların kim olduklarına, neye değer verdiklerine ve hayatlarını üzerine inşa ettikleri ilkelere dokunuyordu. Daha ne olsun?
Nihayet bir gün geldi ve diyalog ve kritik beceriler eğitimine katılan bu adam, ailesiyle ilişkisini düzeltmek istediğine karar verdi. Onun için, yumuşak, açık ve şüphesiz sızlayan bir yürekle, sevgisini ve becerilerini cebine koyarak, erkek kardeşine yaklaştı. Bu çabasının sonucunda saatler süren bir konuşma yaptılar. Bir düşünün. Saatlerce süren bir konuşma. Birbirlerinin yüreğini dağlayan bir konuşma. Acı ve yas dolu bir konuşma. İşte bu kritik bir konuşmaydı. Yolunu ifade etmek, diğerinin yolunu keşfetmek ve yeri geldikçe niyetini ifade etmek gibi basit formüllerle çözülecek bir şey değildi. Saatlerce sürmüştü, çünkü her iki adam da ne konuşmaktan ne de birbirinden vazgeçmişti.
Ve sonunda, bu sefer birbirlerine dokunabilmiş; kardeşliğin, onları birbirlerinden ayrı tutan kuvvetlerden daha üstün olduğu bir noktaya ulaşmışlardı. Bunu başardılar, çünkü konuşabildiler, dinleyebildiler ve duyabildiler.
Kritik konuşmalar, ortada net ve kolayca tanımlanabilir bir Ortak Amaç olduğunda her zaman daha kolaydır. Yani elbette benzer kafadaki insanlarla kritik konuşmalar yapmak daha kolaydır. Fakat bu beceriler yalnız iki kişinin bir Ortak Amacının olduğu veya bu amacın ne olduğu konusunda hemfikir oldukları hallerde işe yarasaydı, sözünü ettiğim adamla erkek kardeşine bir faydaları olmazdı.
Peki siz ve karınız için bu ne anlama geliyor? Bir umut olduğu anlamına geliyor. Ayrıca çok çaba göstermek gerektiği anlamına da geliyor. Şuradan başlamanızı öneririm: İçeriğin dışına çıkıp, bir Ortak Amaç belirleyerek güvenliği yeniden inşa edin. İçeriğin dışına çıkmak ne demek? Emeklilik paranızla ne yapacağınızı konuşmayı bırakmak demek. Evet, doğru duydunuz. Bu hassas mevzuyu tartışabilmenin yolu, onu konuşmayı bırakmak. Elbette sonsuza kadar değil. Sadece Ortak Amacınızı bulana kadar. Şöyle düşünün: Emeklilik ikramiyenizi nasıl kullanacağınızı konuşmak savunmacılığa ve güvensizlik hissine sebep oluyorsa, aynı konuyu konuşmaya devam ederek güvenliği nasıl yeniden inşa edebilirsiniz?
KRİTİK KONUŞMALAR
Peki emeklilik ikramiyesinden söz etmeyi bıraktıktan sonra ne yapacaksınız? İlk olarak kendinizi bir Ortak Amaç bulmaya vakfedecek ve bunu yüksek sesle yapacaksınız. Sadece düşünmek yetmez. Söyleyeceksiniz. Ve çıtayı yüksek tutacaksınız. “Sadece ikimize de uyan bir çözüm bulmak istemiyorum. Bizi güçlendirecek, yeniden inşa edecek ve birbirimizi daha çok sevmemizi sağlayacak bir çözüm bulmak istiyorum. Bu konuşmanın ilişkimizi başladığımız noktadan daha sağlam bir yere götürmesini istiyorum.”
Kendinizi Ortak Amacı bulmaya adadıktan sonra, onun amacını anlamaya adayın. Doğru duydunuz. İşe dinlemekle, gerçekten dinlemekle başlayın. Kendi amacınızı, düşüncelerinizi, duygularınızı ve korkularınızı paylaşmak için fırsatınız olacak, inanın. Ve sizi temin ediyorum ki, onun bakış açısını dinlemeye kararlı davrandığınız zaman, güvenliği inşa etmenin yeni ve etkili yollarını bulacaksınız. Esasında bazen, Ortak Amacı bulmanın en zor olduğu anlarda, diğer kişiyi dinlemek, olabilecek en iyi Ortak Amaç’tır. Bu şu demek oluyor: Bir konuşma sırasında karınızın amacının duyulması, yani sizin dinlemeniz ve anlamanız gerekiyor. Yani konuşmadaki amacınız karınızı duymak, dinlemek ve anlamaksa (aynı fikirde olmak şart değil, fakat anlamak ve anladığını göstermek esas), işte bu bir Ortak Amaç’tır. Bu da işe başlarken genellikle ihtiyacınız olan tek şeydir.
İyi şanslar,
Emily